Kitap Tanıtımı |
Modern Batı medeniyetinin bir ürünü olarak zuhur eden sinemayı, İslam medeniyetinin insanları, kendilerine has bir tarz ve yöntemle kullanırlar.
Yine bizler, İslam medeniyet dairesinde yaşayan insanlar, sinemanın kuramsal hedeflerini kendi medeniyetimizin ana eğilimlerine, ana vizyonuna uygun olarak tarif etmekte özgürüz.
Bizler, Batı sinemasının ürünlerini de kendimize has açıdan okuma; bu konuda kendi değerlerimizi ve vizyonumuzu temel alan tahlil ve eleştiri yöntemleri kullanma imkânlarına sahibiz.
Bütün bu eğilimler neticesinde, modern Batının teknolojik bir ürünü olarak zuhur eden sinema, Geleneğe mâl edilmiş olur.
Geçenlerde çok genç bir derviş dostum bana şöyle dedi:
Sinemayı seviyordum, tasavvuf ile ilgileniyordum. Bu ikisi arasında bağlantı kurmam ise, Yeşilçam Günlüğü ile tanışmamdan sonra gerçekleşti.
Hal böyle ise maksat hasıl olmuştur.
Hz. Mevlana, Âlemde her ne ise aradığın, bil ki onun cevabı, karşılığı kendi kalbindedir der.
Sinemanın sırlarını, kurallarını, geleneğini, hikmetini kendi kalbinde arayan birinin günlüğüdür Yeşilçam Günlüğü.
Ben burada zaman zaman düşüncenin sistematiğini zorlamak, bozmak pahasına, samimi bir arayışın merhalelerini, kalbî titreşimlerini kaydetmeye çalıştım.
Zaman içinde, bu küçük günlük birilerine, sinemayı, onun ürünlerini onun hikmetlerini kalbin ışığında, aşkın ışığında okumayı ilham ederse ne mutlu bana... |