Kitap Tanıtımı |
İspanyollar gelmeden önce Güney Amerika'da 30 milyon olan yerli nüfus 40 yıl içinde 4 milyona düşmüştü. Yüzlerce yıl önce yaşananları bugün Bartolomeo de las Casas'ın kitaplarından öğreniyoruz. Bu kitaplar yazarlarını da tanımlıyor: Tarihçi, Dominiken rahip, uluslararası hukuk ve insan haklarının ilk savunucusu ve köleciliğe karşı çıkan ilk Avrupalı. (...) Devrimci Kilise'den devrimci politikacıya, köylü ve yoksul birliklerinden özgürlük savaşçılarına kadar her hareketin içinde ve önünde Bartolomeo de las Casas vardır.
Özdemir İnce, Hürriyet
Ülkesinde İspanyol düşmanı ilan edilen Casas bu fikirleriyle uluslararası hukukun ve insan haklarının ilk savunucusu olarak kabul edilir. Sömürgecilerle gittiği her yerde yerlilerin acılarına tanıklık eden Casas, bu halkların acımasızca nasıl yok edildiklerini eksiksiz bir şekilde Yerlilerin Gözyaşları adlı kitabında yazar. Yayınlandığı dönemde büyük ilgi uyandıran bu kitap aynı zamanda sömürgeciliğe karşı olan seslerin yükselmesine de neden olur.
Mustafa Yelkenli, Radikal Kitap
Yerlilerin Gözyaşları eserini okuyup da gözyaşını dökmeyen bir insanın olabileceğini sanmıyorum. (...) Hâlâ akmakta olan yerlilerin gözyaşlarını en iyi ifade edebilecek kitaptan bir olayı anlatmaya çalışalım: Latin Amerika'da sömürgeciliğe karşı direnen ilk gerilla önderi Kasik Hatuey esir düştüğünde, diri diri yakılmak üzere kazığa bağlanır. Sömürgecilerin 'iyi polisi' durumundaki keşiş, ona yaklaşır ve onu kurtarmak için elinden gelen bir şey gelmediğini; ancak Hıristiyanlığa geçerse, öldüğünde cennete gideceğini söyler. Bunun üzerine Hatuey, bir an düşündükten sonra İspanyolların da cennete gidip gitmediğini sorar. Keşiş, "Evet, iyi İspanyolların hemen hemen hepsi cennete gider" diye cevap verince, Hatuey, "O zaman ben cehenneme gideyim, orada da İspanyollarla karşılaşmak istemiyorum!" der.
Zeki Kayar, Günlük |