Kitap Tanıtımı |
1850lerde Avrupa kıtasında tarihsel sürecin içeriğini belirleyen emperyalizm değil, burjuva ulusal kurtuluş hareketleriydi. İlerlemenin kaynağında, burjuvazinin feodal ve mutlakiyetçi güçlere karşı hareketi vardı. Fakat artık, nesnel tarihsel durumun belirleyici özellikleri değişmiştir ve ulusal kurtuluş için çabalayan sermayenin yerini uluslararası, gerici ve emperyalist finans kapital almıştır.
Günümüz sosyalizmi ancak emperyalist burjuva kamplardan birine katılmadığı, ancak bu kampların ikisi de şerdir dediği ve bütün ülkelerde emperyalist burjuvazinin yenilgisini istediği takdirde, özüne sadık kalacaktır. Bunun dışındaki her tutum ulusal-liberal bir politikadır ve gerçek enternasyonalizmle ilgisi yoktur.
Rusyanın zaferi, gerek içeride gerekse dünya çapında gericiliğin güçlenmesine ve işgal edilmiş bölgelerde yaşayan halkların tümüyle köleleştirilmesine yol açacaktır. Bu husus dikkate alındığında, bize göre Rusyanın yenilgisi her halukarda ehven-i şerdir. Gerici bir savaşta devrimci sınıfın kendi hükümetinin yenilgisini istemek dışında bir seçeneği olamaz.Bizim için her zaman önemli olan, olayların kendisinin sosyalizm açısından ne anlam ifade ettiğidir. Bu kapsamda her sosyalistin temel görevi, kendi ülkesinin yurtseverliği ve ovenizmine karşı amansız bir mücadele yürütmektir. |