Kitap Tanıtımı |
Kendini yenileme, devamlı var olabilmenin ilk şartı ve en mühim esasıdır. Sırası geldikçe kendini yenileyemeyenler, güçlü de olsalar, er geç tükenip gitmeye mahkûmdurlar. Her şey, kendini yenileyerek canlı kalır ve varlığını sürdürür; yenileme durunca da canı çekilmiş ceset gibi, çürümeye, hebâ olup dağılmaya terk edilmiş olur...Her şey gibi insanoğlu da kendini yenileme mecburiyetindedir. Devletler, milletler duygu ve düşüncede, kalbî ve ruhî hayatta kendilerini yenileyip gençleştikleri nispette, dünya çapında mesuliyetler altına girip, cihanı fethetmeye hazırlanabilirler; ilme aydınlık, tekniğe iman kazandırmak ve insanoğluna diriliş adına mesajlar sunmak suretiyle bir fethe... Aksine, kendini yenileyemeyen milletler ve topluluklar ise, esaret içinde ezilip gitmekten kendilerini kurtaramazlar? Gerçek yenilenme, kök ve çekirdekteki safvet korunarak, veraset yoluyla geçmişten süzülüp gelen bütün kıymetlerin hâlihazırdaki düşünce ve irfan buğularıyla sentezleri yapılarak daha yeni, daha berrak tefekkür iklimlerine ulaşmaktır? Kendini yenilemek, tamamen metafizik çizgide cereyan eden bir hâdise ve ruh planında bir diriliştir; mukaddeslerine, tarihine sımsıkı bağlılık içinde bir diriliş... |