Kitap Tanıtımı |
Son yıllarda dünyada ve ülkemizde yeni bir ticaret kanununun hazırlanmasını ve uygulanmasını gerektirecek ölçüde önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Küreselleşmeyle birlikte Dünya Ticaret Örgütü kurulmuş, ekonomik açıdan güçlü olan Avrupa Birliği uluslarüstü bir yapıya bürünmüştür. Teknolojik gelişmeler elektronik ortam ve interneti hayatımızın değişmez bir parçası haline getirmiştir.
1956 yılından beri yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu değişen ekonomik gelişmeler karşısında ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalmıştır. Uluslararası ekonomik gelişmelerin artması dünya düzeniyle uyumlu ticari hayatı kolaylaştırıcı bir Ticaret Kanununu gerektirmiştir. Avrupa Birliği reform sürecinde gerçekleştirilen yargı reformları Ticaret Kanununun yenilenmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu bakımdan Türk Ticaret Kanunu, cumhuriyet tarihimizin ekonomik alandaki önemli reformlarından biridir.
Avrupa Birliği Şirketler Hukuku Mevzuatı 1963-2003 ve 2003-2009 tarih aralığını kapsayan iki döneme ayrılabilir. 1963-2003 döneminde şirketlerin kuruluş serbestisinin hızlandırılması ve yasal uyumun sağlanması; 2003-2009 döneminde ise ortaklık haklarının ve üçüncü kişilerin korunması, rekabet üstünlüğünün sağlanması amaçlanmıştır. Avrupa Birliği ile Türkiye arasında tam üyelik müzakereleri çerçevesinde 15. 12. 2008 tarihinde açılan 8 başlıktan biri de Şirketler Hukuku alanıdır. Avrupa Birliği, Şirketler Hukuku mevzuatına uyum çalışmaları kapsamında 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ile önemli değişiklikler ve yenilikler getirilmiştir. 14 Şubat 2011 tarih 27846 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu sadece içerik olarak değil sistematik olarak da yenilenmiştir. 6762 Sayılı Ticaret Kanunu 5 ana kitaptan oluşmaktayken 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu -Taşıma İşleri- başlıklı yeni bir kitabın eklenmesiyle 6 ana kitaptan oluşmaktadır. Yeni Ticaret Kanunu ile dil de sadeleştirilmiştir. Yeni Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemeler başta Kurumlar Vergisi Kanunu olmak üzere vergi hukuku mevzuatını önemli ölçüde etkileyecek, neticede vergi hukuku mevzuatında Yeni Ticaret Kanununa paralel değişikliklerin yapılması gereğini ortaya çıkaracaktır.
Bu çalışmamızın başlangıcında şirketler hukukuna ilişkin genel yaklaşım tarzlarının, ticaret şirketlerinin sınıflandırılmasında benimsenen yeni sistemin, ticaret şirketlerinin yeniden yapılandırılması işlemlerine ve şirket organlarına ilişkin getirilen yeniliklerin genel bir özeti sunulmuş, ticaret hukukunun can damarı olarak kabul edilen ticari işletmelerle ilgili değişikliklere yer verilmiştir. Çalışmanın takip eden bölümlerinde bir akım olmaktan çıkarak yeni kanunların vazgeçemeyeceği temel bir yaklaşım haline gelen şeffaflık ilkesinin ürünü bağımsız denetim kavramı açıklanmıştır. Son olarak kıymetli evrak hukuku, taşıma işleri hukuku, sigorta hukuku, deniz ticaret hukuku alanlarında getirilen başlıca yenilikler açıklanmış Yeni Ticaret Kanununun getirdiği yeniliklerin bir bütün olarak mali hukuka etkileri ele alınmıştır. |