Kitap Tanıtımı |
Uzun ve karanlık gece anlamına gelen bir isim Leyla. Yaşamı da ismi gibi karanlık ve uzun gecelerle geçmiş. 14 yaşındayken evlenerek köyden ayrıldığı ilk gece, kendisinden 21 yaş büyük kocasını polislerin alıp götürmesiyle kâbusa dönmüş. 12 Eylül gecesinde ise askerler kapıyı dipçik darbeleriyle çaldığında ikinci çocuğuna hamile, oğlu henüz beş yaşında ve derdini anlatacak kadar bile Türkçe bilmeyen genç bir kadın. Yalnız ve çaresiz kalakalıyor ortalarda. Kocası Diyarbakır Cezaevinde yatarken o da cezaevi önünde geçiriyor yıllarını.
O küçük köylü kızı, siyasi kimliği olan, eylemlere öncülük eden Leyla Zanaya dönüşüyor. 1988 yılında gözaltına alındığında yedi gece ağır işkence görüyor. Yaşamındaki dönüm noktalarından biri, milletvekili seçildikten sonra Meclis kürsüsünde Kürtçe yemin ettiği gece. Onu Kürt siyasi mücadelesinde önemli bir aktör haline getiren de o yemin gecesi, 10 yılı aşkın bir süre cezaevinde yatmasına ve uluslararası düzeyde tanınmasına neden olan süreci başlatan da.
"Maskeli Leydi", "Siluetini Sevdiğimin Türkiyesi" ve "Hanedanın Son Prensi" adlı yaşamöyküsü kitaplarıyla tanınan Faruk Bildiricinin kaleme aldığı "Yemin Gecesi", Leyla Zananın dönüşümüne kapı açan bu gecelerin öyküsü. Ama bu kitap, bir yaşamöyküsü olduğu kadar da 1950lerden itibaren filizlenen Kürt siyasi mücadelesini konu alan bir siyasi belgesel. Bilinmeyenleri, sahne gerisinde yaşananları açığa çıkaran, olaylar ve kişiler arasındaki ilişkinin dilini çözen bir gayri resmi tarih çalışması. Günümüz Türkiyesine farklı bir bakış
|