Kitap Tanıtımı |
“Bir kadının aşkı uğruna, istikbalimi, hayatımı, inançlarımı bir kenara koydum ve bir kez bile pişmanlık duymadım bundan. Bu utanç, bu aşk ve bu inatçı halimle bu çöldeyim ben de. Ariflerden biri, ‘İnsan eksik doğar, eksilerek büyür, ölünce tamamlanır,’ derdi. Eksik doğdum, eksilerek büyüdüm, âşık olunca tamamlandım. Şu dünyada yaşanan onca kötülüğe rağmen cennetim, ilk zamanlar tenburum, sözüm ve sonra da sevdiğim kadın oldu. Tenburumun telini sevdiğim kadının sesiyle buluşturan Tanrı’ya şükürler olsun. Yolculuk bizim muradımızdı, hakikat çölünde kaybolduk. Aşk yola düşmek değilse nedir?” Eyüp bir sabah ısrarla çalınan kapısını açtığında, on yıldır görmediği oğlunun akranı iki kişiyle karşılaşır. Delikanlılar mesajlarını bırakıp ayrılırken Eyüp kendisine, oğluna ve geçmişine dair muğlak sorularla kalakalır. Aradığı cevaplar onu adım adım karanlık bir dünyanın eşiğine sürükler. Sorular çoğalır fakat cevaplar sorulara yetişemez. Sıkışıp kalmışlığın ortasında geriye tek bir seçenek kalır: Siderya’dan ayrılmak. Şehri terk etmekle günahlarından arınacağına inanan Eyüp onunla yolculuğa çıkacak altı kişiye ihtiyaç duyar. Altı adamı bulmak ve onları ikna etmekse hiç kolay değildir ve zamanı hızla tükenmektedir. Yediler Teknesi Abdullah Aren Çelik’in üçüncü romanı. Bir marangozun hayatına odaklanan kitap, okuru kolay kolay unutamayacağı çarpıcı bir tanıklığa davet ediyor. Bir cevap uğruna heba edilen bir hayatın şaşırtıcı hikâyesiyle Yediler Teknesi insana, aidiyet hissine, yurt ve yurtsuzluğa dair sisteme yöneltilmiş sert bir eleştiri aynı zamanda. (Tanıtım Bülteninden) ) |