Kitap Tanıtımı |
Karadeniz'in kuzeyi, batısı ve güneyinin kesiştiği bir noktada, önemli bir geçit yeri olarak bugünkü Romanya toprakları ve özellikle de Dobruca bölgesi, tarih boyunca pek çok kavmin göçüne şahitlik etmiştir. Stratejik mevkii sebebiyle bir kısmı bu topraklara yerleşen kavimler içinde Türkler ve Tatarlar önde gelir.
Dobruca'yı Anadolu için önemli kılan şey ise, sahanın 1400'lerin başından itibaren Osmanlı idaresine geçmesi ve Osmanlı'nın uyguladığı iskân politikasıyla buraya yerleştirilen Müslümanlardır.
Bugünkü Romanya topraklarının ekserisini oluşturan Eflak, Boğdan (Osmanlı, bu ikisine "Memleketeyn" yani İki Memleket derdi) ve Erdel beyliklerinin prensleri, taçlarını İstanbul'da padişahın elinden giymiş ve buralar, 460 yıl kadar Osmanlı'ya tâbi birer voyvodalık olarak idare edilmiştir.
Doğrudan Osmanlı toprağı olan Dobruca ise askerî ve idarî bir üs ve geçit bölgesi olarak her zaman ehemmiyetini korumuş; halkı, "müsellem, eşkinci, tatar" gibi askerî sınıflara ayrılarak istihdam edilmişti. Osmanlı'dan da önce burada iskân eden Tatarlar ise, orduda çok önemli görevler üstleniyorlardı. Dobruca'nın kuzeyi, özellikle Osmanlı'nın son iki asrında tam manasıyla bir serhad olmuş, cihad ve gaza anlayışı halkın ruhuna işlemişti.
Bu ay, daha çok Transilvanya Alpleri ve Karpatlar'ın tabiî güzellikleriyle gündeme gelen Romanya'daki tarihî geçmişimizin izlerini sürdük.
İstifadeli okumalar dileriz. Gelecek sayımızda da buluşmak üzere... |