Kitap Tanıtımı |
Hangi birinden söz etmeli ki?
Şarkı yarışması birincisi Hatice Alizade'yi mi, Necip Fazıl Kısakürek'in Sakarya şiirini mükemmel bir şekilde okuyan Moğolistanlı Dolgurma Bayer'i mi, "Ben babamı orada kaybettim. Ağabeylerim ve öğretmenlerim babamın yokluğunu bana hissettirmediler. Ben de Tanzanya'da üniversite açıp babamın hayalini gerçekleştireceğim' diyen Merhum Erkan Çağıl'ın oğlu Haluk'u mu, Arif Nihat Asya'nın Naat'ını tüm anlam nüanslarına riayet ederek okuyan Arnavutluk'tan Adile Selime'yi mi, "Asrın Türküsü"nü çığıran Endonezyalı Enise Fıtriye'yi mi, "Türküler Dolusu" mesaj veren Sudanlı Walaa Tarık Mohamed'i mi, Mozambikli Henrik'i mi, Kenyalı Samuel'in Cem Karaca'dan söylediği "Allah Yar"ı mı, halayları mı, semahları mı, Vietnamlı efeleri mi, Mozambikli "Çayda çıra" ekibini mi veya Endonezyalı Mehter Takımını mı?
Daha düne kadar, "Bu okullarda İngilizce eğitim vererek, Amerikan hegemonyasına hizmet ediliyor" yaftasını yapıştıran kimi bahtsızlar bu muhteşem manzara karşısında da bu kez, "Ne var bunda! Alt tarafı Türkçe ve halk oyunları öğretmek" demekte imişler. Diyebilirler. Dilin kemiği mi var?
Endonezyalı mehter takımının,"Gafil ne bilir neşve-i pür şevk-i vegayı!" haykırışı sanki bunlara söylenmiş gibi.
Mesele elbette "dil, şarkı ve oyun eğitimi"nden öte bir Evrensel Barış Projesidir. |