Kitap Tanıtımı |
Bence birlikte güzel kışlar geçirdik. Bir kış mıydı, birkaç kış mı? Artık bilemiyorum, sen olsaydın, zaten önemi yok, derdin. Kar yağıyordu, dondurucu bir soğuk vardı, ve ne zaman keşke donsam desem, sanki beni anlayacakmış gibi bakardın bana. Güneş çıktığında gezmeye giderdik. Gölgeler uzardı ve sen dallardaki buz kristallerini kırıp yalardın. Buzun üstünde düştüğünde gözlerimden yaşlar gelene kadar gülerdim, birbirimize hiçbir söz vermedik, ben de öyle olsun istiyordum zaten, yine de, beni bağışla, bensiz yaşayacağın bütün kışları kıskanıyorum."
Yaz Evi, Daha Sonra, Türkçede sadece "Kırmızı Mercanlar" adlı öyküsü ile tanıdığımız Judith Hermann'ın ilk kitabı.
Judith Hermann, günümüz Alman edebiyatının önde gelen genç yazarlarından biri. Soğukkanlı bir anlatımla sıradan insan hayatlarını, taşrayı ve avareliği konu alıyor; olup biten her şey sanki ancak böyle olabilirmiş gibi öyküyü kendi sesine bırakıyor. Öykülerde en çarpıcı yan ise adeta somut mevcudiyet kazanmış bir koku: yaşlılığın, geçip gidenin, gelmekte olanın inatçı ve mutlak kokusu. Okuru yaşamın beyhudeliği duygusundan koruyan son derece diri ve parlak sezgisiyle bu yazarı seveceğinizi düşünüyoruz. |