Kitap Tanıtımı |
Yaşar Erdinç
Çorum´un Kargı İlçesinde ortaokul ve Lise 1. sınıfı okudu. Yediğimiz nefis pirinç pilavının, kurbağa ve su yılanlarıyla dolu çeltik tarlalarının içinde nasıl bir emek harcanarak üretildiğini gördü. Kargı Bamyası ve Kargı tulum peynirinin tadı hala damağındadır. O yıllarda Kaymakam olmayı kafasına koydu. Lise 2. sınıfta Rize´ye geldi, Kargı´da çeltik tarlalarında gördüğü kadınlar, şimdi de çay bahçelerindeydi. Hep kadınlar üretiyordu. Erkeklerin durumu şüpheliydi. Ama sonra onlar da tarlalara girmek zorunda kaldılar. Rize´nin ekmeğinin tadını hala unutamıyor. Bu arada Rize lisesini birincilikle bilirdi. Okudu.. Okudu.. Okudu... Önce Siyasal Bilgiler Fakültesini bilirdi. Kaymakamlık sınavı yazılısını kazandı, ama sözlüde heyecanlı bir şekilde bir ilçenin potansiyel üretim faktörlerini harekete geçirme projelerini ve ilçe halkını zengin etme yollarını anlatmaya başlayınca sözlüden dışarı çıkarıldı. Milli Eğitim Bakanlığı bursunu kazanarak 1988de İngiltere´ ye "Ekonomi politikası" alanında yüksek lisans ye doktora yapmaya giderken. Hikmet ile evlendi. Yüksek lisans sırasında hiçbirşeyden çekmedi İngilizceden çekliği kadar. Ama Leeds Üniversitesinde doktora yaparken artık İngiliz öğrencilere ders anlatıyordu.
1992de Orhan Burak´ın dünyaya gelmesiyle dünyası değişti. 1994 de doktorasını bilirdi. 1994 yılı sonunda Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde "Yaşar hoca" oldu. Kara Harp okulunda dersler verdi. Oyak Portföy Yönetimi ve İş Yatırım´da Araştırma Müdürlüğü yaptı.
Şimdi de yazıyor ve konuşuyor. Birçok ekonomi dergisinde düzenli yazılar yazdı. Şu an Platin ve Globus dergisinde aylık yazıyor. Akşam Gazetesinde ve Dünya Gazetesi Cumartesi-Pazar ekinde yazılarını bulabilirsiniz. Skyturk TV´de her sabah izleyicilerine Paranın Rolası´nı anlatıyor. Üniversitede Hocalığa devam ediyor. Kadir Has Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, ve Bahçeşehir Üniversitelerinde değişik dönemlerde Ekonomi ve Finans dersleri veriyor.
2002´de bu kitabı ithaf ettiği Nevzat ağbisini kaybetti ve aynı ay içinde oğlu Nevzat Alp dünyaya geldi. Mutlu olduğunu söyler ve mutluluğu şöyle tarif eder "negatif beklentilerin pozitif çıkması halidir". Bu nedenle beklentilerini negatif tutarak mutlu olma olasılığını artırır.
(Arka Kapak) |