Kitap Tanıtımı |
Yaşsız Kadın’daki on dört öyküde de tanıdığınız kadınlar var sanki yöremizde, sokağımızda, yamacımızdalar... Gazeteden mi okumuştum böyle bir olayı ben, diye bir an düşünürsünüz. Kimi zaman, a!.. Bu adli bir olaydı gibime geliyor, dersiniz. Genellikle öykülerimdeki kadın kahramanlar akıllı ve sağduyuludur bazen duyguları ağır basıp hatalar yapsalar da, onlar da insandır. Kadın, özünde çok güçlü bir varlıktır. Onlara, doğdukları andan itibaren oğlan çocuklarına verildiği kadar kendilerine güven duygusu verilse, adaletli bir ortamda eğitim ve öğretim görebilseler ülkem bambaşka olurdu. Yalnız kızlar için değil erkek çocukların iyi yetişebilmeleri için de bilinçli ve bilgili annelere ihtiyaç var. Hepimiz için, Türk toplumu için, üzerine basa basa yazıyorum, çok ihtiyacımız var. Hepsinin özünde iyilik ve fedakârlık olan kızlarımız, kadınlarımız: Nalüfer, Çiğdem, Güldaniye, Nazlı, Atike, Naciye, Cemre, Bağdagül... İçimizden biri onlar... Konuların birçoğu gerçek, her öyküde yakalanan gerçekler farklı. Kurgular da olumlu ve olumsuz yanlarıyla bana ait, diye düşünüyorum. Devrik cümleyi çok seviyorum. Konuşur gibi yazmak hoşuma gidiyor benim. Herkese göre farklı olabilir, saygı duyarım, ama ben böyle yazınca sohbetler ve anlatımlar daha sıcak oluyormuş gibi geliyor... Kime? Tabii bana, belki size de...Bir Türk kadını olarak, bulunduğum yere onun sayesinde geldiğimin bilinciyle Büyük Atatürk’ümüzü minnet ve saygıyla anar, O’nun çok sevdiği şair Tevfik Fikret’in sözünü de yazmadan ‘nokta’ koyamayacağımı belirtirim. “KIZLARINI OKUTMAYAN BİR MİLLET, OĞULLARINI MANEVİ ÖKSÜZLÜĞE MAHKÛM ETMİŞ DEMEKTİR; HÜSRANINA AĞLASIN.” (Tanıtım Bülteninden) ) |