Kitap Tanıtımı |
Öyle kentler var ki, insanların insanlarla anlaşmasında köprü görevi yapıyor. Öyle kentler de var ki, sanki susuz bırakılmışlar, kuruyorlar. Anlamsızlaşmışlar.
Kentlerin kimilerinde "kentçilik", "uygar yaşam", "doğal çevre" gibi kavramlar asla tartışılmıyor, tartışılamıyor. Kimilerindeyse, insanların birbirlerini canlamamasından doğan karmaşıklık, uğultulu olup kulaklarda çınlamakta. Bizzat insanları tarafından iğdiş edilmiş, kısır kentler bunlar. Bir de bakıyorsunuz ki, geçmişle şimdiyi uzlaştırmamak için her önlem alınmış.
Sosyal yaşam ve yaşam koşulları, elbette kentine göre değişiyor. Değişmeyen, sosyal yapı ve yaşam koşullarına kayıtsızlık. Hemen algılanıyor. Kimileri mayalanmak, kendini bulmak çabası içinde. Kimileri felce uğramış, devinimsiz. Kimileri hem kent, hem çiçek, hem de kadın görünümünde.
Üsten Akmen'in anlattıkları, alışılagelmiş gezi notu ya da gezi izlenimi falan değil.. Anlatılanlar ülkelerinin çiçek böcek kentleri ve o kentlerdeki duygular, duyarlılıklar, yaşananlar, duyumsananlar... Hepsi de öykü tekniği içinde ve öykü tadında.
Görmek, yazmak yazarından; yayınlamak "Aksoy Yayıncılık"tan, seyreylemek, okumak okurundan...
Gene benzersiz bir biçem deneyen yazarın, bu kitabını da ilginç bulacağınızı umuyoruz.
(Demir Özlü'nün Önsözüyle) |