Yalnızlığın İcadı 1984
ISBN 9786058650015
Yayınevi İzdiham Yayınları
Yazarlar Bülent Parlak (author)
Kitap Tanıtımı Yalnızlık 1984te İcat Edildi Şair Bülent Parlakın ikinci kitabı Yalnızlığın İcadı (1984) çıktı. Aynı zamanda İzdiham serisinin ilk kitabı da olan Yalnızlığın İcadı (1984), Bülent Parlakın yıllar içinde çeşitli dergilerde yayınladığı denemelerden ve gün yüzüne ilk kez çıkardığı metinlerden ulaşıyor. 2010 yılında çıkan Sevgili Huzursuzluğum adlı şiir kitabı oldukça ilgi gören Bülent Parlakın denemelerinden bir bölümü şiirleri gibi Dergâh Dergisinde, İzdihamda ve İtibarda çıkmıştı. Hiç yayınlanmamış metinleriyle harmanlayarak oluşturduğu kitapta otuza yakın deneme bulunuyor. İlahi adaletin sağlanması için içimizden birilerinin haksızlığa uğraması gerekiyordu; el kaldıran ben oldum! bölümüyle başlayan kitabın ilk bölümünde İki Yılda Bir Gün, Çocukluğumuz Arkadaş, Kışları Filozof, Yazları Görgüsüz gibi denemeler bulunuyor. Herkesin kabul ettiği bir haksızlığa isyan etmek kolay değildir bölümünde ise Taşranın Başbakan Adayları, Bir Diktatör Öldürülürken Bana Düşen Susmaktır adlarını taşıyan denemeler var. Kitabın son sayfasında ise Bülent Parlak arkadaşlarının cep telefonlarını vermiş. 136 sayfa ve üç bölümden oluşan kitap bu yılın en gözde edebi eserlerinden biri olmaya aday. Denemeleri de şiirleri kadar etkili olan Bülent Parlak bir daha deneme kitabı yayınlamayacağını, bundan sonra şiir kitabı çıkarmaya devam edeceğini söyledi. Gerçek olmayan şeyler yazmaktan hoşlanmıyorum ve deneme kitabım benim özellikle çıkmasını istediğim bir eserdi. Kitaptan bir bölüm: Bazı kadınlar zılgıttan beslenir bu topraklarda. Sesleri ne kadar fazla sokağa taşarsa üzüntülerini o kadar çok taçlandırdıklarına inanırlar. Çünkü bağırarak söylenen her ağıdın müşterisi ve hayranı fazladır. Bazı kadınlar ise başlarında yemenileriyle doğuştan bir soylu gibi davranırlar. Ne ölümün çığırtkan tarafları onları başka bir insana dönüştürebilir, ne de kırk gün kırk gece sürecek şamatalar. Bu kadınlar, karşılaştıkları olağandışı durumlarda bile hiçbir şeyin sükûnetlerine dokunmalarına izin vermezler. İşte annem, o sessiz kavme ait bütün kadınlar gibi şu sırrı fark etmişti: Bir hüznü en iyi anlatan şey sessizliktir.