Yakılmayan Mektuplar
ISBN 9789755203164
Yayınevi Sam Yayınları
Yazarlar Mehmet Yazıcı (author)
Kitap Tanıtımı Vuslatsı olmadan, gönül mahzeninde otuz yıl saklanan, saf, temiz ve günahsız bir aşkın haykırışını duyacaksınız bu romanda. Tahterevalliye benzeyen dünya hayatının ilginç bir planlı raslantısını göreceksiniz. Okuyunca, günlük hayatınızın, gerçek yaşanmış tablolarına tanık olacaksınız. İbretle, heyecanla ve soluk soluğa okuyacağınızdan eminiz. İki neslin tanık olduğu, bir gönül macerasının romanıdır bu sevda yolu. Gıptayla okuyun..., muhabbetle yaşayın..., sevgiyle bütünleşin..., aşkla kalın... ... ...bir gün, belki çok paran olacak amma, o para ile hayatın asıl amacı olan mutluluğu satın alamayacaksın. Zira paradan daha değerli şeylerin olduğunu mutlak anlayacaksın. Bunlardan biride sana beslediğim samimi ve ölümsüz sevgimdir. Yazık ki, bunu şu an anlayamıyorsun. Bir zaman gelecek, bunu bizatihi karanlıkta yanan mum ışığı gibi, ayan beyan göreceksin. Işığa ihtiyaç duyduğun gibi, sevgime de mutlaka ulaşmak isteyecek sin. İsteğine varmak içinde, mazideki benim izlerimi, pişmanlıktan, kan dolan yaşlı gözlerinle arayacaksın. Yuvası dağıtılmış, kanadı kırılmış, perişan halde damdan düşen bir serçe kuşunun amansız ve çılgın feryadı gibi, sevgiyle bezenen gönül barınağıma sığınmak için, acı acı çırpınarak gelmeye çalışacaksın... ... ...çevremdeki insanlar, magazin gazetelerinde boy boy endam gösterip, onca ayıplarıyla gurur duyarlarken, ben temiz bir sevdamı, bu gün böylesine dile getirmekten, niçin çekineyim, söyler misin Metin.. ... ... Ona hiç acımadan, onun fizyolojik yapısıyla, benim ruhum arasında bir aynilik buldum. Ruhumun haykırışı olarak o pirifâniye şöyle seslendim. Ey giysileri yırtık, her yanı pasaklı, kirden çatlamış elleriyle avuç açıp, para dilenen zavallı ve sefil insan! Yoktur aslında birbirimizden farkımız. Sen belki ömrünün sonuna kadar dileneceksin. Birinin vermediği on kuruşu, mutlak bir başkasından dileneceksin. Bende dilendim, ömrümde ilk defa. Bir zalimin, gönül sevdasıydı dileğim. Amma, ellerim öylesine booş, öylesine yetim kaldı ki, yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim...