Kitap Tanıtımı |
Bazen insan, kendi içinin karanlık dehlizlerine de girmeli diye düşünüyorum.
Düşünüyorum da hep yağmurlu ve kasvetli havaları buluyor bu zamanlama.
Bir hikmeti var mutlaka... Bazen usul usul, bazen şakır şakır yağışı ile
yağmur, gözyaşlarını hatırlatıyor bana. Kimi zaman içimize döktüğümüz,
kimi zaman yanaklarımızdan yuvarladığımız... Ama her halükârda,
yağmurun yeryüzünün kirini, pasını temizleyip, arı duru bir hale getirmesi
gibi, gözyaşı da içimizi temizliyor, paklıyor insanı. Kalp paslarını gideren tek
ilaç, gözyaşı imiş biliyor musunuz? "bir de bu var: Yıllar sonra... Artık
örtülerimize taktığımız toplu iğnelere nükleer başlıklı füze muamelesi
yapılmıyor! Başörtülü çalışanlar artık köşe bucak müfettişlerden saklanmaya
çalışmıyor. Yirmi yıl sonra dirayetli mücadelemizin sonuçlarını dermeye
başlamıştık. Gelecek nesiller adına umut dolu günler başlıyor demekti bu.
Biz üzerimize düşeni yapmıştık. Direnmiş, hürriyetimizden taviz vermemiş
ve her tür baskıya karşı onurlu duruşumuzu korumuştuk. |