Kitap Tanıtımı |
"Kendini yaratabilmen için, önce yıkıp ortadan kaldırman gerekir."
Tıpkı romanın kahramanı Voss gibi... Avustralya kıtasına ilk kez yapılan zorlu keşif yolculuğunun bu Alman kaşifi, aşka köle yüreği, onu kendin tanrı gibi hissetmeye kadar götüren kibiriyle, insanüstü bir kişilik sergiliyor.
Avustralya'nın vahşi doğası ve uzayıp giden çölleri, yüreğindeki asıl çölü ortaya çıkarıyor ve onun kişiliğini, hayata bakışını yeniden şekillendiriyor. Onunla aynı kaderi paylaşan arkadaşları ve tabii ki aşkı Laura da benzer bir ateşten gömleği giyiyor. Birbirlerini sadece birkaç kez görmelerine rağmen öylesine güçlü bir duyguyla bağlanıyorlar ki, zaman zaman Laura Voss'un kılavuzu, Voss da Laura'nın yalnızlıkla örülmüş yaşantısının tek umudu oluyor.
1973'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Avustralyalı yazar Patrick White'ın bu şşirsel romanı, aşk, ölüm ve yalnızlaşma olgularını, yüreği çöller gibi kavruk ili insanın acıları ve sevinçleriyle yoğurularak, etkileyici bir üslupla, üstelik toplumsal ve siyasal olayları göz ardı etmeden yansıtıyor.
1848'de Avustralya çöllerinde ölen Ludwig Leichardt'ın yaşamından esinlenerek yazılmış bu romanda, Avustralya'nın uçsuz bucaksız toprakları da romanın bir diğer kahramanı olarak tüm çekiciliğiyle kendini gösteriyor.
(Arka Kapak) |