Kitap Tanıtımı |
Vatikan İmamı, kökleri tarihin karanlıklarına gömülü bir örgütün; belki de hâlâ aramızda yaşayan insanların hikâyesi. 1877 yılında, Doksanüç Harbi'nin başlamasına sayılı günler kala, Mekteb-i Harbiye'de görevli bir Fransız Subayı ülkesine çağrılır. Yurtiçi bir göreve atanacağını düşünen Subay hayal kırıklığına uğrar. Çünkü yeni görev yeri Giresun; görevi ise,
Cenevre Protestan Akademisi tarafından Anadolu'ya gönderilen misyonerlerin katillerini bulmak ve cezalandırmaktır.
Vakit geçirmeden yola çıkar. Başta her şey kolay gözükse de, bu kentin yağmurlu ve hüzünlü sokakları kahramanımızı
misyonerlerin kirli oyunlarına, Doğu ve Batı medeniyetleri
arasındaki çıkar savaşlarına ve 'Avrupa Aydınlanması kimin eseri?' sorusuna götürecektir. Bugün etrafınızda
anlamlandırmakta güçlük çektiğiniz şeyler oluyorsa ve
o çok duyduğunuz misyonerlik faaliyetlerinin nasıl
yürütüldüğünü merak ediyorsanız,
Vatikan İmamı mutlaka okumanız gereken bir kitap.
". Mesela deriz ki, 'Şöyle bir olay olmuş da Allah meleklerini çağırıp sormuş.' Demezler ki, 'Meleklerinin bildiğini Allah nasıl bilmiyordu?' Deriz ki, 'Adamın biri şöyle yapmış da Cehenneme gitmiş.' Demezler ki, 'Mahşer günü sorguya çekilmeden nasıl gidiyor?' Ve aslında yalnızca Allah'ın bilebileceği şeyleri, sanki biz biliyormuşuz gibi onlara anlatarak en büyük şirki
koşmuş oluruz, ama o Allah'ın bir kulu da çıkıp sormaz,
'Allah'ın melekleriyle konuştuğunu sen nereden öğrendin?' diye." |