Kitap Tanıtımı |
“Hapishanede mahkûmların ne yaptığına dair hiçbir şey bilmiyordum. Televizyoprogramlarından gördüğüm kadarıyla hapishaneyi bir okul gibi düşünüyordum: devrimci mahkûmlar, öğrenciler gibi temiz üniformalar giymiş, ders veren hocalarını dinliyor, televizyon izliyor, basketbol oynuyor, Bahar Festivali’ni kutluyor, kolejlere yerleşmek için bazı sınavlara giriyor ve her biri sonunda hapishaneye karşı minnettarlığını ifade etmek amacıyla kameraya bakıyorlardı. Tüm bunlar hapishane hayatını, duvarların dışındaki hayattan daha ilginç kılıyordu, sürekli oraya giden insanlar vardı– o kadar ki bazı mahkûmlar çıktıklarında, hapishaneyi çok özlüyor ve tekrar oraya dönmek için kanunları çiğnemenin bir yolunu buluyorlardı.” Sheng Keyi bize bir Çin haritası çiziyor. Bu haritada reform yanlısı gençler, yasağa karşı gelerek gizlice çocuk doğuran kadınlar, yoksul köylüler, çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak adına ölürcesine çalışan anneler var. Dalından düşen ve ayaklar altında ezilen vahşi meyveler için yaşam da ölüm kadar acımasız. (Tanıtım Bülteninden) ) |