Kitap Tanıtımı |
Hanbelîlik özünde bir fıkıh ekolü olmakla birlikte, mezhebe mensup âlimlerin, itikat sahasındaki belli bir duruşun ana akım temsilcileri olarak öne çıktıkları ve özellikle ikinci tabakadan itibaren bu doğrultuda üretimde bulundukları bilinmektedir.
Mezhebin karakteristikleri sebebiyle mezhep içi ihtilaf ve kırılmaların görece az olması ve alabildiğine yeknesak bir yapı sergilemesini beklemek tabiî olsa da çeşitli sebeplerle iç bünyede - ana ilkelerde birleşmekle birlikte - "aykırı" denilebilecek yorum, yaklaşım ve duruşların varlığı yadsınamaz bir gerçektir.
Bir taraftan "isbatta aşırılık" olarak nitelenebilecek ve en belirgin örneğini Ebû Abdillah İbn Hâmid'de bulan nassların zahirine tavizsiz bağlılık, diğer taraftan da İbn Akîl gibi isimlerin örneklediği aklî/kelâmî usul ve metotların kullanılması şeklindeki iki "çizgi dışı" tavır, Ebû Ya'lâ el-Ferrâ'nın düşünme biçimi ve ilmî şahsiyetinde ilginç biçimde bir araya gelmiştir. İlk bakışta paradoksal görülebilecek bu yaklaşım, onun fikrî mirasını takip eden İbnü'z-Zâğûnî'de özellikle sıfatlar konusunun ele alınma tarzında açık biçimde görülmekte ve önümüze farklı bir "Hanbelî kelâmcı" portresi sunmaktadır. |