Kitap Tanıtımı |
Bugünü çözmek için tarihe ihtiyacımız var. Tarihi bilmek içinde günü anlamaya. Bunlar oldu mu? Evet veya hayırdan önce şunu söyleyelim. En azından korkunç bir kâbus ya da şakayla karışık bir Sadri Alışık filmi değil. Vatan edindiğimiz coğrafyanın insanı zihinsel bir devrime ihtiyaç duyuyor.
İnsanoğlunun kendisini etkileyen olayları anlamaya çalışması, yorumlaması son derece doğal bir süreç. Ancak öyle resimler vardır ki, yorumlamaya direnç gösterirler ve bu yapılarıyla insanoğlunu arkasında yatan anlamı aramaya daha da teşvik ederler. Son derece normal, anlaşılır olan bu süreç bir noktada yolundan sapmaya başlar. Ya her şeyi çok bilimsel bir retoriğe oturtma gayreti ile insanları inanç dünyalarından arındırıp çok masumane ve safiyane çalışmalar yapıldığına inandırırsınız. Bu bir açmazdır. Ya da diğer düşünüş biçimi ile de bir süre sonra kişi her olayın ardında gizli güçler aramaya başlayabilir. Bu kuşkuculuk bir müddet sonra paranoyaklığa dönüşebilir. Bu da ayrıca bir açmazdır. Ya büyük tarihsel ve toplumsal olayları, gerçek toplumsal güçleri, karakterleriyle birlikte bilimsel çizgide yol alarak anlatırsınız. Yahutta, Felsefi düşünüşlerde, duruşlarda çözülmelerin olduğu dönemlerde, bu teorilerin gizemli ve cazip bir açıklama biçimi olarak hemen herkesin aklını çelecek tarzda komplo teorileri ile açılım yaparsınız. Her iki yönteminde açmazları ve artıları var. Zihinsel ilizyonun getirdiği algıyla objeye bakan, kendi subjesini algılarken aynı hataya düşmüş yurdum insanı için ezber bozan türden bilgiler kitap boyunca sizi bekliyor.
Belki tarihi biçimlendiren zihinsel örgülere meydan okuyan yeni bir okuma biçimi, belki "vay be!" dedirten küresel organizasyonun şifrelerini yakalarken kendi maceramızı anlamlandıracağız.
Gösterinin arkasındakini merak ediyorsanız elinizdeki kitap doğru bir seçenek. İp cambazını izlerken "cambaza bak cambaza!" uyanıklığındaki hırsızı da karelerde bulacaksınız.. |