Kitap Tanıtımı |
Uygarlığın herkes için geçerli bir tanımını yapmak, "Uygarlık Tarihi" başlıklı bir çalışma hazırlamaktan daha zordur. Zira Uygarlık, bazılarının gözünde teknolojik gelişimi, bazılarının gözünde ise güzel sanatları veya sofra zarafetini tanımlar. Ancak kuşkusuz uygarlık bu tanımların çok üzerinde bir anlam içermektedir. Uygarlık, sadece teknik gelişmişliğin, güzel sanatlardaki başarının veya kentli olmaktan kaynaklanan gündelik sorumluluk bilincinin bir bileşkesi olsaydı Almanya'da Nasyonal-Sosyalistlerin kurduğu düzeni de "uygarlık tarihinin" bir parçası olarak kabul etmemiz gerekirdi. Oysa Nazi biliminden, sanatından, arkeolojisinden bahsedebildiğimiz halde bir "Nazi uygarlığından" söz edemiyorsak, uygarlık tanımına mutlaka yeni bir şeyler eklememiz gerekmektedir. Uygarlık nesnelerinin, insanlığın seçilmiş özel bir kısmına değil geneline, hatta gezegenin kendisine faydalı olması, insancıl (hümaniter) bir öz taşıması ve geleceğe yönelik bir umut beklentisi oluşturması gereklidir. Aksi halde, atom bombasını veya kimyasal silahları, uygarlık tarihinin zirve başarıları olarak algılamak gibi yanlış bir tutum içine düşeriz. Ya da uygarlığı, insanlığın saptığı yanlış bir yol olduğunu düşünen karamsar görüşlerintesiri altında kalırız. Elinizde tuttuğunuz bu çalışma, her iki yaklaşımın arasında bir yol izlemekte, uygarlık tarihi boyunca insanlığın başarılarını olumlarken, bir yandan da uygarlık yolunda atılan adımların meydan getirdiği potansiyel hataları da eleştiri süzgecinden geçirmeyi amaç edinmektedir. |