Kitap Tanıtımı |
Günler birbirini kovaladı. Benzer günler çabuk geçip, üç hafta tamamlandı. Öğrencilikten işçiliğe geçtiler. Krem renginde bir pantolon bir çeket verildi her birine. Zilan eğitimde, iplik bağlamasını öğrenmişti. Vater bölümüne geçti. On dokuz-kırk beş arası her yaştan, kimi yüksekokul, kimi lise, kimi ilkokul tahsili kadın-erkek iki bin insan yirmi dört saat makina başındaydılar. Makinalar çalışyor, masuralar, bobinler doluyor, onlar boşaltıyor; oradan oraya taşıyorlardı masuraları, makaraları, bobinleri, iplik çilelerini. Makina hızındaydılar. Makinalar arkadan koşturuyordu onları. Makinalar, konuşmuyor, duymuyor, anlamıyor, ağlayıp gülmüyordu. Biteviye bir ses çıkarıyordu sadece. Onların ise duyguları, sevdaları, umutları vardı. İnandılar, özlemleri, tutkuları sırlarında saklıydı. Farklı farklıydılar ama aynı makinanın başındaydılar. Sevdalarını, umutlarını işliyorlardı uzayıp giden milyonlarca ipliğe. Gece gündüz, yaz kış, hayallerini alıp götürürdü makinanın tekdüze sesi. Ayrı ayrı yerden gelmişlerdi. Dilleri, gelenekleri milliyetleriyle ayrıydı. Yaşları, boyları, göz renkleri, derileri farklıydı. Çirkin ve güzel, evli ve bekardılar. Aynı elbiseler içinde, makina başında hızla kaynamışlardı. Zilan´da karıştı aralarına. İşi öğrendi. Kopan iplikleri neredeyse gözleri kapalı bağlayacak dereceye geldi kısa zamanda...
(Arka Kapak) |