Kitap Tanıtımı |
Kalan ömrüm boyunca bu anı hiç unutmayacaktım. Unutmadım da. Mıh gibi aklıma çakılmıştı o sahne. Ta ki, bir Eylül sabahında sıcak ve geniş yatağımda uzanmış, taze sıkılmış meyve suyumu içerken izlediğim haber programında, görüntüyü görene kadar. O mıh gibi dibine kadar çakılmış görüntü kafamdan keserle çıkartıldı. Paslı bir çivinin kurumuş tahtadan keserle sökülürken çıkardığı ses gibiydi haber spikerinin sesi. O ses beynime mıh diye çakılan, sevgilimin parktaki yüzüme bakarken, dalgın ve ürkek gülümsemesinin görüntüsünü söküyordu. Onun yerine öyle bir çivi çakıyordu ki, ömrümün sonuna kadar hatta son nefesimde bile gözlerimin önünden gitmeyecek. Sadece benim değil, bütün dünyanın vicdanına, beynine çakılıyordu bu çivi! |