Kitap Tanıtımı |
1 - Ekonomik İtaatsizlik2 - Sivil İtaatsizlik3 - Yürümek4 - Sivil ve İtaatsiz 'En büyük Amerikan anarşisti...! -Emma Goldman 'Bu cesur New England'linin vergi ödemeyi reddetmesi ve Meksika topraklarına köleliği yayacak savaşı desteklemek yerine hapse girmeyi seçmesiyledir ki şiddetsiz direniş teorisiyle ilk teması sağladım.' -Martin Luther King 'Yıllar önce, Amerika'da Henry David Thoreau adında büyük bir adam yaşardı. Onun yazıları milyonlarca kişi tarafından okundu ve üzerinde düşünüldü. Yazdıklarına büyük değer verildi, çünkü o sözünün eri, söylediklerini uygulayan biriydi. Görev duygusu ile kendi ülkesi Amerika'ya karşı çok şey yazmıştır. Amerikalıların birçok kişi kölelik zinciriyle tutsak etmelirini büyük günah saymıştır. O, sadece bunu söylemekle yetinmedi, aynı zamanda bu ticareti durdurmak için tüm gerekli adımları attı. Bu adımlardan birisi de köle ticareti yapan eyaletlere herhangi bir vergi ödememekti. Bundan dolayı vergi ödemeyi durdurunca hapske atıldı. Tutsaklığı sırasında en özgün fikirlerini yazdıklarına cisimleştirdi.' Gandhi Mondas Gandhi, ABD Başkanı John F. Kennedy, Amerikan sivil haklar savunucusu Martin Luther King Jr, ABD Yüksek Mahkemesi Adalet başkanı William O. Douglas ve Rus yazar Leo Tolstoy gibi birçok siyasi lider ve reformcu Thoreau'nun çalışmalarından ne kadar çok etkilendilerini dile getirdiler. Thoreau aynı zamanda Marcel Proust, William Butler Yeats, Sinclair Lewis, Ernest Hemingway, Upton Sinclair dahil olmak üzere birçok sanatço ve yazarları da etkiledi. Gandhi ilk olarak 1906 yılında kendisi Johannesburg-Güney Afrika'da bir sivil haklar aktivisti olarak çalışırken Sivil İtaatsizlik'i okudu ve ülkesine döndüğünde halkını şiddetsiz bir direnişe çağırdı. Sivil İtaatsizlik terimini siyasi literatüre ilk kazandıran çevreci ve natüralist Henry David Thoreau, kalkınma eleştirmeni, vergi direnişçisi ve kölelik karşıtıydı. Görüşleri ile bütün dünyada milyonları etkilemeyi başaran yazarın yaşamına bakıldığında, gençlik yıllarından itibaren toplum düzen ve işleyişlerine karşı çıkışının izlerine rastlanır. Hiçbir zenginlik hırsı olmayan Thoreau, asgari geçim şartlarını sağlamaktan öte bir iş istememiştir yaşamı boyunca. 1837 yılında Harvard’dan mezun olan Thoreau hiçbir zaman geleneksel bir öğrenci olmadı. Okul yıllarında transandantalizme ve Ralph Waldo Emerson'a olan ilgisi başladı. Mezun olunca düşünsel anlamda fazlasıyla etkisinde kaldığı ve ömür boyu dostu olacak Emerson 1841'de onu evine davet etti ve Thoreau 1843'e kadar sık aralıklarla Emerson'da kaldı. 1845 yılında Concord şehrinin dışında bulunan Walden Gölü kıyısında, Emerson'a ait olan bir arazinin üstüne bir kulübe inşa etti. Burada geçirdiği iki yılın meyvesi olarak Ekonomi adlı uzun makalesini de içeren 'Walden' kitabını yazdı. En “sivil itaatsizlik” “Yürümek” Henry David Thoreau’nun önemli eserlerinden. 1851-1860 yılları arasında Thoreau “Yürümek”i seminerlerinde defalarca okumuş, daha sonra kaleme alacağı eserlerinin tohumunun burada atıldığını her zaman dile getirmiştir. “Yürümek”in kaleme alındığı dönemde Thoreau başka bir eser üzerinde daha çalışıyordu. “Yaban” adını verdiği bu eseri konferanslarında “Yürümek” ile arka arkaya okuyor, hatta bazen ikisini birleştiriyor ismine de “Yürümek ya da Yaban” diyordu. “Yürümek” Henry David Thoreau’nun ölümünden sonra 6 Mayıs 1862’de basıldı ve aynı sene Haziran ayında The Atlantic Monthly dergisinde yayınlandı. 'Yabanda dünyanın kurtuluşu yatar.” Ralph Waldo Emerson'un Doğa’sı, George Perkins Marsh'ın İnsan ve Doğa’sı gibi Henry David Thoreau’nun 'Yürümek'i de çevre hareketinin başlıca eserlerinden biridir. Henry David Thoreau, uygarlık ve yabana bakar... Ne uygarlığı tam olarak reddeder, ne de yabanlığı kucaklar. Thoreau her ikisinin birleşiminden yanadır. Doğanın ve uygarlığın kırsal alandaki uyumundan... “Yürümek”te Henry David Thoreau, doğanın felsefesini irdeler. İlk bölümlerde insanın doğadaki rolünden; ‘ikamet eden ya da bütünün bir parçası olan’ insandan bahseder. Daha sonra doğayla yeterince ilişki kuramayan insanı ele alır, eleştirir. Bunu yaparken, kendi deneyimlerinden de bahseder. Orman kenarındaki arazisinde yaptığı yürüyüşleri anlatır. Sivil itaatsizlik terimini siyasi literatüre ilk kazandıran Henry David Thoreau’dur. İyi bir doğacı ve çevreci olan Thoreau’nun 1849’da yayınlanan Sivil İtaatsizlik kitabının yankıları 20. yüzyıl başında Gandhi’ye, ortalarında ise Martin Luther King’e ve onları izleyen binlerce adalet yanlısına kadar uzanır. Görüşleri ile milyonları etkilemeyi başaran yazarın yaşamına bakıldığında, gençlik yıllarından itibaren topluma karşı çıkışının izlerine rastlanır. Hiçbir zenginlik hırsı olmayan Thoreau, asgari geçim şartlarını sağlamaktan öte bir iş istememiştir. Thoreau Sivil İtaatsizlik kitabına 'En iyi hükümet en az hükmedendir,' diyerek başlamış ve en büyük dileğinin, bunun daha çabuk ve daha sistemli işlediğini görmek olduğunu belirtmiştir. Çoğunluk hükümetinin her durumda doğruluk üzerine kurulmadığını düşünen Thoreau, 'iyi ve kötü üzerinde çoğunluğun değil yalnızca vicdanların karar verdiği bir hükümet olmaz mı?' diye sorar. Thoreau, vicdanı dolayısıyla insan onurunu ve bunlardan hepsinin öncesinde bireyin özerkliğini esas almaktadır. (Tanıtım Bülteninden) ) |