Kitap Tanıtımı |
Adil Yakubov, bir Özbek Türk'ü ve 1926 yılında doğmuş. O dönemin Sovyetler Birliği'nde babası "Milliyetçilik" suçlaması ile kurşuna dizildiğinde yıl 1944'müş. Buna karşın ve henüz 17 yaşındayken İkinci Dünya Savaş'nda gönüllü olarak Sovyet Ordusu'na katılmış ve görev yapmış.
Yakubov'un başeseri "Uluğbey'in Hazinesi"ne ise sadece Özbek dilinin değil tüm Türk dilinin en önemli romanı diyebiliriz.
Uluğbey Timur'un torunu ve Semerkand'ın hakimidir. Ama hükümdarlığı ile değil bilim adamlığı ile bilinir. Astronomi alanında çağının en büyük dehasıdır ve Ay'daki kraterlerden birine adı verilmiştir.
"Uluğbey'in Hazinesi" Uluğ Bey ve dönemini anlatan ve tümüyle gerçeklere bağlı kalınarak yazılmış bir tarihi roman.
Bu romanda kendisini bilime adayan bir hükümdarı ve bilim ile din adamları arasındaki kavgayı görecek, Nakşi tarikatının hışmını üzerine çeken alim bir hükümdarla gerici güçlerin kavgasına şahit olacaksınız.
Semerkand'da bir rasathane kuran Uluğbey ve "manevi oğlu" büyük astronomi bilgini Ali Kuşçu, çağlar sonrasına bir hazine bırakmak zorundadırlar.
Hazineyi saklama mücadelesinde Ali Kuşçu ile birlikte zindana atılacak, kellenizin üzerinde kılıç sallanırken "dünya dönüyor" diyecek, kimi zaman çok zorlanacak ve yılgınlığa kapılacak ama kendinizi hep direnmek ve hazineyi korumak zorunda hissedeceksiniz...
"Uluğbey'in Hazinesi" ileri ile gerinin, bilim ile tarikatçıların, iyilerle kötülerin, devrimcilerle döneklerin, yoksullarla zenginlerin, aşıklarla zorbaların büyük hesaplaşmasının sarsıcı romanı.
Bu başyapıtı bir hazine gibi saklayacaksınız. |