Kitap Tanıtımı |
Bolşevik hükümet ile Almanlar arasında imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması'nın ardından Avusturya-Alman birlikleri Ukrayna'yı işgal ederek kukla bir hükümet kurdular. Mahnovistlerin bu hükümeti devirmeleri üzerine, Aralık 1918'de Ukrayna'nın yolu Bolşeviklere yenide açıldı. Mahnovistlerin özgür bölgelerine girerek onları, parti, devlet ve Kızıl Ordu'nun otoritesi altına almak istediler. Bunun üzerine, Kızıl Ordu ile Mahnovistler arasında üç yıl süren bir iç savaş başladı.
Ancak, Diniki ve Wrangel'in Beyaz Orduları tarafından tehdit edilen Bolşevik hükümet, Aralık 1918'den itibaren bu tehlikeye karşı Nestor Mahno komutasındaki İsyan Ordusu güçleriyle üç kez ittifak kurmak zorunda kaldı. Fakat her defasında, tehlike bertaraf edilir edilmez tek taraflı olarak anlaşmayı ihlal etti. 15 Ekim 1920'de Bolşeviklerle Mahnovistler arasında yapılan son anlaşmanın ardından Mahnovistler Wrangel Ordusu'na karşı büyük bir saldırı başlattılar. Üç hafta gibi kısa bir sürede 4 bin esir alarak Wrangel kuvvetlerini Kırım'da kesin bir yenilgiye uğrattılar. Bolşevik iktidara yönelen son karşıdevrimci tehlike bertaraf edilmişti! Artık Mahnovistlere ihtiyaç yoktu. Anlaşmanın üzerinden henüz bir ay geçmemişken, Kızıl Ordu ve Çeka liderleri en büyük Mahnovist komutanları bir konferansa davet ederek tümünü vurdular. Bu tarihten itibaren 9 ay boyunca, Kızıl Ordu ile Mahnovistler arasında, bütün Ukrayna'ya yayılan ve 1921 Ağustosu'nda Romanya sınırında noktalanan amansız bir savaş ve ölüm kasırgası başladı.
Mahnovşçina'da düşman kardeşlerin trajedisini okuyacaksınız.
3 yıl süren ve 300 bin kişinin ölümüne yol açan iç savaşın, insanı nasıl bir vahşete sürüklediğini göreceksiniz.
Top, tüfek, kılıç ve süngüyle yaratılan bu ateş cehenneminin, yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelerek nasıl kanıksandığına şaşacaksınız.
Çarlık polisinin takibatına, zulme ve işkenceye uğrayanların iktidara gelir gelmez, adına hareket ettikleri sınıfa ve ideallerine nasıl kolayca yabancılaştıklarına, Çarlık zulmünü kat be kat geride bırakan bir despotizmi devrim adına nasıl mübah gördüklerine tanık olacaksınız.
Ve nihayet bu kitabı okuduğunuzda 'mutlak baskı' demek olan devletin ve otoritenin olduğu yerde özgürlüğün olamayacağına hak vereceksiniz. |