Kitap Tanıtımı |
Uçurum İnsanları yazıldığında takvimler 1902yi gösteriyordu. Jack London, son eserini yazmak için araştırma yapıyordu. Eski kıyafetler giyip kendine tam anlamıyla karaya oturmuş bir Amerikan denizcisi kimliği yaratarak, Doğu Londranın varoşlarına doğru bir maceraya atılmıştı. Araştırması sırasında London, bu insanların varoşlarda yaşama nedeninin kendi seçimleri ya da tembellikleri değil; yaşlanarak işsiz kalmaları ya da mali durumlarında meydana gelen felaketler olduğunu farketti. Bu insanlar için varoşlardan kurtulmak imkânsıza yakındı, ilerleyen yaşları onlara başka bir yerde yeniden başlama imkânı vermiyordu. Hiçbir kaynakları, gelirleri ya da bunu yeniden elde edecek güçleri kalmamıştı. Açlık içinde kıvranarak ölmek kaçınılmaz ortak sonları haline gelmişti. Yazar, seksen altı gün boyunca Londranın doğusundaki bu kenar mahallelerden çok miktarda malzeme topladı; yüzlerce kitap, binlerce broşür, gazete ve Parlamento raporu okudu, topladığı fotoğrafların üçte ikisini kendi fotoğraf makinesiyle çekti. Bir yandan da kitabını şekillendirmeye başlayan yazar, Fransa, Almanya, İtalya ve Avrupanın pek çok diğer bölgesine gezmeye gitti. Sonunda New Yorka geri döndüğünde, bavulunda Uçurum İnsanları bitmiş halde duruyordu. |