Kitap Tanıtımı |
“Evet, o gizemli sır sayesinde ben, ailem, Özlem artık her şeye sahiptik. İlk defa bu sırrı öğrenmekten ve büyünün bozulmasından riyakârca korktum. Öyle ya, ya taşıyabileceğimden daha büyük bir sırsa ve ben elime yüzüme bulaştırırsam her şeyi? İşte o zaman ben ve ailem başladığımızdan daha kötü bir yere dönecektik. En iyisi olay kendiliğinden çözülene kadar beklemekti. Bir ömür bile olsa bir daha bunun konusunu etmemeye karar verdim.” Sevda.Anne-baba çocuğunu yetiştirirken sınırlarını da çizer: dürüst insan olacaksın, büyüyeceksin, yuvanı kuracaksın… Kendi yaşamadıklarını çocuğunun en iyi şartlarda yaşamasını ister. Kendi sahip olmadıklarına çocuğunun sahip olmasını ister… Ne güzel temenniler. Her anne-babanın hayali sahip olduğu çocuğun en iyisine kavuşmasıdır. İşte burada belki de en büyük çatışma başlar. Sahip olmak… Anne-baba olmakla sahip olmayı karıştırmak… Çocuğunu yetiştirirken tüm fiziksel ihtiyaçlarını imkanları ölçüsünde karşılarken, birey olmasının önüne sınırlar koymak ve bunu da koruma adı altında yaptığına en başta kendisini inandırmak… (Tanıtım Bülteninden) ) |