Kitap Tanıtımı |
Durmak, yerleşmek, sahip olmak; aynı yaşamı, her gün aynı şekilde yaşamak... Üretimin bir parçası olup, üretimin kendisine yabancı olmak. Tüm bunlar zorunlu mu?
Bu soruyu bir ilaç fabrikasında Kimya Mühendisi olarak çalışırken sordum. Cevabı verip de aynı yaşamı sürdükçe daha da sıkıldım. Bir gün istifa edip plansızca yaşamaya adım attım. Tüm bunlar olurken de aklım uzun yolculuklara çıkmaktaydı. Gezip görmekten daha çok yollarda olmak, yaşamımı yollarda kurmaktı hayalim.
Beş yıl içinde üç uzun yolculuk gerçekleştirdim. 1998'de karayoluyla, yedi hafta süren İran-Pakistan-Hindistan-Nepal yolculuğuna çıktım. Fotoğrafevinin otobüsüyle, 13 kişi gerçekleştirdik bu yolculuğu. 2001'de bu kez tek başına trenle, bir ay süren Avrupa gezisine çıktım. 2002'de tekrar doğuya yönelik Suriye, Ürdün, Mısır'a gittim.
Bu yolculuklarda her gün ayrı bir şehirde uyandım. Farklı insanlar ve kültürlerle tanıştım. Çok daha uzun yolculukların içinde olan gerçek gezginlerle tanıştım. Bir çok tapınak ve camiyi ziyaret ettim. Değişik coğrafyalar gördüm, Himalayalar'da yürüyüş yaptım.
Bu kitap, yolculuklar sırasında tutulan notların derlenmesiyle oluştu. İçinde oralara ait rehber niteliğinde bilgiler barındırmakla beraber daha çok, benim duygu ve düşüncelerimi, oraların bende bıraktıklarını, izlerini barındırmakta. |