Kitap Tanıtımı |
Üç Ölüm´de Tolstoy´un 1850´lerin ikinci yarısında, otuzlu yaşlarındayken kaleme aldığı beş hikâyesini sunuyoruz. Zenginlik, sefalet, çaresizlik, mutluluk, ölüm, tabiat ve müzikten söz eden bu hikâyelerde yine Tolstoy´un derin insan kavrayışıyla, hiçbir ayrıntıyı ihmal etmeyen keskin bakışıyla ve akıldan çıkmayacak sahne ve kahramanlarıyla karşılaşıyoruz. Mihail Bahtin´in yazısıysa önemli ve sıradışı bir sorunun cevabını veriyor: "Üç Ölüm"ü Tolstoy değil de Dostoyevski yazsaydı, ortaya acaba nasıl bir hikâye çıkardı?
"Tolstoy'un hikâyeleri bir paradoks üzerine kuruludurlar aslında: Bu dikkat ve zarafetle kurulmuş hikâyeler, aynı zamanda düzyazı kompozisyon yöntemlerine pek de bağlı kalmayan bir dâhi tarafından kaleme alınmışlardı. Bu heyecan verici paradoks, sanattaki buna benzer pek çok diğer paradoks gibi... güçlü ve unutulmaz sonuçlar doğurmuştur."
John Bayley
"Tolstoy'u okumak, insanın evinin yolunu bulması, bizi insan yapan, içimizdeki o derin ve temel şeye geri dönmek gibidir."
Thomas Mann |