Kitap Tanıtımı |
16. Yüzyıl Çağatay edebiyatının Şeyban Han (ö. 1510) ve Babür Şah (1483 - 1530) gibi önemli hükümdar-şairlerinden "Kul Ubeydi" mahlası ile şiirler yazan, bu yüzyılda hikmet tarzı şiir geleneğinin yeniden canlanmasını sağlayan, hatta hikmetleri daha sonraki yüzyıllarda Ahmed-i Yesevi'ninkilerle (ö. 1166) karıştırılan Ubeydullah Han (1480 - 1539) milli dille, yani Çağatay Türkçesi ile edebi eserler verilmesine daima destek olmuştur.
Çağatay Türkçesine yöneliş aslında Ali Şir Nevayi (1441 - 1501) ile başlar, onun çalışmaları 16. yüzyılda meyvesini vermiştir. Üç dilde (Arapça, Farsça ve Türkçe) şiirler yazan Ubeydullah Han'ın Buhara'daki sarayında şairler, bilginler, sanatkarlar ve musiki üstadları eksik değildi. Han, başta ünlü Hilali-i Çağatayi (ö. 1532) olmak üzere bugün adı bilinmeyen ve divanları henüz ortaya konmamış pek çok şairi himaye ediyordu. Sani işte bu şairlerdendir.
Özbekistan'ın Kermine vilayetinde doğan Sani'nin hayatına dair bilgiler oldukça azdır. Şiirlerinden anlaşıldığına göre Şeyban Han, Babür Şah ve oğlu Hümayun Padişah, Ubeydullah Han ve oğlu Abdülaziz Han'ın yakın çevresinde bulunmuştur.
16. yüzyılın ortalarına kadar yaşadığını tahmin ettiğimiz Sani'nin üç dilde (Arapça, Farsça ve Türkçe) şiirleri vardır. Bazı şiirlerinde "Efseri" mahlasını kullanan şair, devrinin iki ekolünden biri olan Nevayi tarzını benimsemiştir, bu yüzden "Sani-i Nevayi" olarak anılır. |