Kitap Tanıtımı |
Türkiye`nin 1 numaralı gündem maddesi Suriye ile birleşmek olmalıydı. Ne hazindir ki bunu söylediğimizde bazı şuurlu kardeşlerimiz bile müstehzi bir yüz ifadesi takınıyorlar; olur muymuş öyle şey?
Özgürlük özgürlük deyip duruyoruz; önce beyinlerimizi ve yüreklerimizi özgürleştirelim. Emperyalistler tarafından çizilen suni sınırı beyinlerimize ve yüreklerimize kabul ettirmekten utanmıyor muyuz?
Suriye halkıyla dinimiz, coğrafyamız, tarihimiz, medeniyetimiz, çarşımız, mutfağımı, neşemiz, kederimiz, ümidimiz ve korkumuz bir; üstelik kanımız birbirine karışmış, akraba olmuşuz; bütün bunları tali şeyler olarak göreceğiz de emperyalistlerin çizdiği suni sınırı esas kabul edeceğiz, öyle mi?
1096dan beri çatışma halinde olduğumuz Avrupalılarla birleşmeyi aklımız alıyor, ama 9. yüzyıl itibarı ile yoldaş olduğumuz ve 11. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar stratejik bir işbirliği sergilediğimiz, aynı halifelerin bayrakları altında barış ve huzur içinde beraber yaşadığımız Suriyelilerle yeniden birleşmeyi aklımız almıyor. Bu nasıl akıl? Yüzyıllar boyunca birbirini boğazlayan ve bugün dahî birbirini günahları kadar sevmeyen Fransızlarla Almanların nasıl birleştiğini göre göre, 1100 yıl boyunca bir yüreğin iki yarısı olmuş olan Anadolu ve Suriye halklarının birleşemeyeceğini ileri sürmek hangi mantığa sığar?
Anadolu, Suriye nin tabii uzantısıdır. Suriye, Anadolu nun tabii uzantısıdır. Biz tek ülkeyiz. Öyleydik, yine öyle olmalıyız. |