Kitap Tanıtımı |
Bu kitabın iddiası "Kürt Sorunu" olarak adlandırdığım, uluslarüstü bir alanda Kürt milliyetçiliğinin baskısının, Şubat 1991´deki Körfez Savaşından bu yana Ortadoğu´daki belli başlı sorunlardan biri olduğudur. Diğer kritik meseleleri Arap-İsrail Çatışması ve Irak´ın nihai statüsü olarak sıralayabiliriz. 2000 yılı itibariyle bunların hiçbiri açıklığa kavuşmamıştı. Arap-İsrail Çatışması özellikle Filistinliler aleyhine önemini kaybetti. Özelde Filistin-İsrail çatışmasına müzakere zemininde bir çözüm, ABD ve müttefiklerinin Irak´a karşı savaşıyla büyük oranda kolaylaştı. Bu durum 1990´lar boyunca Bağdat´ın Araplararası ve bölgesel politikada elini kolunu bağladı ve Filistinlileri ABD ve İsrail karşısında müşkül durumda ve savunmasız bıraktı. Irak´ın güçten düşmesi aynı zamanda Irak´ın kuzeyinde bağımsız bir Kürt devletinin oluşumuna zemin hazırladı. İşte bu şartlar altında dört büyük ülkeyi-Türkiye, İran, Suriye ve Irak-ve bu ülkelerde yaşayan 25 milyon Kürdü doğrudan ilgilendiren "Kürt Sorunu" bu rejimler için büyük bir sorun haline geldi.
1980´den sonra Kuzey Irak´ta PKK´ya karşı savaş pahalıya patladı. Türkiye´nin bu savaşa 1984´ten 2000´e yılda ortalama 8 milyar dolar harcadığı tahmin ediliyor. Eğer bu para sanayileşmeye harcansaydı, yalnızca doğu ve güneydoğuda değil, bütün Türkiye´de acaba ne çapta altyapı inşa edilebilirdi? Yukarıda söylendiği gibi bu kitap Türkiye´deki per se Kürt sorununun, yani PKK ve milliyetçi Kürt hareketinin Türk Devleti üzerindeki baskısının, üzerinde durmuyor; ama Türkiye´nin İran, Suriye, İsrail ve Rusya´yla dış ilişkileri hakkındaki tartışmalarımın içeriğinde mevcut. |