Kitap Tanıtımı |
"Türkiye'den Aydın Portreleri" dizisinin ilk kitabında niçin Kurtuluş Kayalı ismi tercih
edildi? Elbette bunun için birçok neden sayılabilir. Kayalı'nın elli yıllık düşünce
hayatı bütünüyle resmedildiğinde belirli bir istikrar ve tavrın kendisini özenle koruduğu
görülecektir. Yaşam tarzıyla, üniversitedeki hocalığıyla, yazı ve konuşmalarıyla,
daima kendi çizgisini takip eden ve "direnç" gösteren bir "içsel kale"ydi bu. Dışarıdan
gelen rüzgârlara kapalı ve ait olduğu toplumun zamanını ve mekânını her an
gözetleyen sağlam ve dayanaklı bir içsel kale!... Bu sebepledir ki, Kayalı herkesin
itibar ettiği, yaslandığı ve güç devşirdiği topluluklarda yer almadı. Her adımda iktidara
göz kırpan seçkin "aydın" fotoğraflarının dışındaydı onun soluklandığı iklim. Kayalı'nın
tarih, sosyoloji, sinema, edebiyat, mizah üzerine olan yazıları baştan sona
okunduğunda onun dün ve bugün arasında verdiği sayısız örnekten hareketle aydınların,
üniversitelerin, yayın dünyasının, çeviri kültürünün ne seviyede büyük boşluklar
ve uçurumlarla dolu olduğu çok net biçimde görülecektir.
Kayalı yaşam boyu çevresine işaret ettiği bu çelişkileri gösterirken kelimenin tam
anlamıyla haklıdır. Ama bunu yaparken daima "içimizden biri" gibi davrandı, yapay
"seçkinlik" gösterilerine başvurmadı, bir iktidar yaratmadı, kendine ait bir ada gibi
bağımsızlığını sürdürdü, heyecanını korudu, son kertede gençlerin ve halkının yanında
duran biriydi o.
Biricik hedefi "hakikati söylemek" ve buradan bir "kendilik bilinci" üretmek olan
aydın sorumluluğunun değeri şimdi daha iyi anlaşılmaktadır. |