Kitap Tanıtımı |
Bir toplumda dinin devamlılığı, onu toplumun benimsemesi ve nesilden nesile aktarması ile mümkündür. Bu da din eğitimi ile olmaktadır.
Bu bağlamda "din eğitimi, ferde bir hayat tarzı sunmayı; onu belli bir dünya görüşü içinde toplamayı; ona bir değer biçme ve yaşama tarzı kazandırmayı, yaratıcıya isteyerek bağlanmayı, birtakım şeyleri duyma, onlara inanma ve onlara uygun iradi faaliyette bulunmayı sağlayan faaliyetler süreci ve olgusu" olarak tanımlanabilir. "Türkiye de Yüksek Din Eğitiminin Kurumlaşma ve Ekolleşme Sorunları" adıyla yaptığımız bu araştırmanın temel amacı, ifade edilen bu görevleri yerine getirmede bu kurumların durumunu ortaya çıkarmaktır.Sistem bir denge özelliği taşır. Sistemi oluşturan parçalar ve unsurlar arasındaki ilişkinin düzeyi onun dengesini oluşturur. Ancak sistem içerisinde oluşan bu dengenin sisteme hayatiyet kazandıracak bir yapıda olabilmesi için sistemi oluşturan parçalar arasında ve bu parçalarla sistemin bütünü arasında fonksiyonel bir işleyişin bulunması gerekir.
Sistemin işleyişinde onun iç bünyesi kadar dış faktörlerin etkileri de önemli rol oynar. Bu nedenle iç bünye ve dış faktörlerin durumu sistemin yapısını ve işleyişini tayin eder.
Türkiye de yüksek din eğitimi kurumunu temsil eden İlahiyat Fakültelerini de yukarıdaki tesbitten vareste tutamayız. Buna rağmen bir sistemde iç bünye ne kadar sağlanışa dıştan gelecek olumsuz etkilere o kadar direnme ve kendisini yaşatma gücüne sahiptir. Bu nedenle "Türkiye de Yüksek Din Eğitiminin Kurumlaşma ve Ekolleşme Sorunları" adı ile yaptığımız bu araştırma dış etkilerden ziyade iç bünyenin tasvirine yöneliktir. |