Kitap Tanıtımı |
Türkiyenin yirmi birinci yüzyıl iktisat tarihini inceleyecek olan geleceğin araştırıcıları, 2005te bir maliye bakanının Sümerbankı bitirdik; tarihe gömdük. diye övündüğünü yazacaklardır. Kimi araştırıcılar, 1980den bu yana Türkiyenin bilinçli olarak bir kurumlar mezarlığına dönüştürüldüğünü; o yıllarda Türkiyeyi yöneten kadrolarca gerçekleştirilen bu uygulamaların, biraz da Cumhuriyetin ilk çeyrek yüzyılının kurumlaşma tarihine duyulan tepkiyle, hatta nefretle bağlantılı olabileceğini belirleyeceklerdir. Bu kurumlaşma tarihinin ana öğelerinden biri, büyük dünya bunalımının genç ve zayıf Cumhuriyet ekonomisini sarstığı yıllarda, özgün bir stratejik sentezle oluşturulan devletçilik uygulamaları olmuştur.
Türkiyede Devletçilik, bir kalkınma stratejisi olarak devletçiliğin oluşumunu, gelişimini ve tükenmesini Cumhuriyetin ilk çeyrek yüzyılını mercek altına alarak inceliyor. Böylece, Cumhuriyetin bugün unutturulmak istenen yakın tarihine, yani toplumumuzun geçen yüzyılın başlarında geçirdiği devrimci dönüşümün bazı boyutlarına, sevapları ve günahlarıyla (yarı kalmışlık olgusunun ağır yükünü de hatırlatarak) sahip çıkıyor. |