Kitap Tanıtımı |
Türkiyede askerlik hem anayasal bir yükümlülük, hem de bir haktır. Askerlik ödevi, Türk milletinin gözünde ve gönlünde bir vatan borcudur. Daima bir orduya sahip olan, hatta bir ordu-millet olan Türkler kısaca zorunlu askerlik denen, modern ve genel askerlik hizmeti yükümlülüğü sistemine XIX. ncu asırda geçmiş ve bu güne kadar yaygın ve kapsamlı şekilde uygulamış bulunmaktadır. Birçok Batı ülkesinde terk edilmesine rağmen zorunlu askerlik usûlünü sürdüren ülkemizde bu konuda (Askerlik ve Askerî Ceza kanunlarına yönelik olanlar hariç) siyasi, hukuki ve sosyolojik bir çalışma bulunmaması manidardır. Bu kitap zorunlu askerlik sistemi çerçevesinde askerlik hizmetinin esas ve usullerini, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıkların, yani askeralma işlemlerinin yargısal denetimini konu etmek suretiyle, sözü edilen boşluğun idare hukuku ve idari yargı alanına ait kısmının doldurmayı amaçlamaktadır.
Elinizdeki kitap, bazı ilave ve değişiklikler yapılmakla birlikte, esas olarak Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde savunulan ve oybirliği ile kabul edilen -Kamu Hizmeti ve İdari İşlem Alanı Olarak Zorunlu Askerlik- isimli tezin İkinci ve Üçüncü Bölümü ile bunlara eklenen yeni bir bölümden oluşmaktadır. Zorunlu askerliğin teorik yönünü inceleme konusu yapan Tezin Birinci bölümü içeriği ve kapsamı dikkate alınanak yeniden düzenlenmiş ve -Dünyada ve Türk Hukukunda Zorunlu Askerlik ve Vicdanî Ret- adıyla yayıma hazırlanmış bulunmaktadır. Zorunlu askerlik sisteminin Türkiye pratiğini ele alan bu çalışma ise Türkiyedeki askerlik yükümlülüğünün esaslarını, 1111 sayılı Askerlik Kanununda düzenlenen temel askerlik usûlü ile, başta yedek subaylık olmak üzere bu usûllere alternatif dövizle askerlik ve bedelli askerlik gibi hizmet şekillerini ve tatbikatını kapsamaktadır. Ülkemizdeki askeralma usûlleri, yargı kararları ışığında Tezin ve bu kitabın ilk iki Bölümünde idarî işlem alanı olarak incelendikten sonra, Tezde yer almayan askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarla ilgili işlemlere karşı idari yargısal korunma konusunu içeren üçüncü bölüm eklenmiştir. 200 sayfayı aşan ve gerek teorik, gerek pratik yönüyle âdeta -askerlik işlemlerine ilişkin bir dava rehberi- niteliği taşıyan bu bölümde, askeri idarî yargılamanın temel esasları çerçevesinde ve yargı kararları ışığında AYİMde ve adli yargı yerlerinde askerlik işlemlerinin denetim usûlü açıklanmıştır. Kitabın hemen yayımından önce 14. 4. 2011 tarihinde yürürlüğe giren 31. 3. 2011 tarih ve 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla askeralma sürecine ilişkin bazı suçlar idari ceza haline getirilerek bunların bir idari kabahat gibi adli (sulh/ağır ceza) mahkemelerde yargılaması yolunun açıldığı görülmektedir. Bu suretle, eskiden askeri mahkemelerin baktığı, 2008den sonra adliye mahkemelerinin görev alanına sokulan askeralma sürecine ilişkin saklı, yoklama kaçağı ve bakaya suçları idari yaptırım haline dönüştürülmüş, adli suç sayılan haller oldukça daraltılmış bulunmaktadır. Bu sebeple kitaba bir son bölüm eklenmiştir. Adli yargı yerlerinin içtihatları çerçevesinde ileride bu bölümün genişletilmesi düşünülmektedir.
Yukarıda da belirtildiği gibi askerlik yükümlülüğü ile ilgili sayısiz işleme, bu husustaki uyuşmazlıklara ilişkin binlerce karara rağmen, somut uygulama bugüne değin hiçbir araştırmaya konu edilmemiştir. Böyle bâkir bir sahada çalışmanın meşakkatli olduğu kadar ilk teşkil ettiğinden sorunlu olduğu, üstüne üstlük avantaj değil sorumluluk getirdiği ve gerektirdiği okuyucuların takdirlerine maruzdur. Her ilk ve tek kitap gibi şüphesiz bu çalışma da hatadan ve noksandan ari değildir. Bu eserin kusurlarını peşinen kabul etmekle beraber ilgililere faydalı olacağını umuyor, okuyucuların da, uygulamacıların da eleştiri ve katkılarını bekliyorum. |