Kitap Tanıtımı |
Milletlerin kültürel miraslarının aynası olan dil, sosyal bir varlık olması hasebiyle gelişim ve değişime açık canlı bir organizmadır. Günümüzde gelişmiş iletişim araçları, yazılı ve görsel olarak çeşitlenen sosyal paylaşım ağları yüzünden lehçeler üzerindeki baskılar artmış, değişimin hızına ayak uyduramayan kimi lehçeler kaybolmaya yüz tutmuştur. Anadolu diyarına yaklaşık iki bin yıl önce gelen Araplar sözlü kültür yoluyla korudukları dillerini içerisinde bulundukları şartlara göre dönüştürmüşlerdir. Bu bağlamda asırlardır Anadolu’da yaşamaya devam eden ancak büyük oranda yeni nesil tarafından konuşulmayan mahallî Arap lehçelerinin diyalektoloji ilkeleri bakımından karşılaştırmalı olarak incelenmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmada, lehçe/ağız araştırmaları kapsamında Anadolu’da konuşulmaya devam eden Arap lehçeleriyle ilgili TÜBİTAK destekli bir saha çalışmasının verileri tartışılmıştır. Bahsedilen saha çalışması ülkemizde Arap nüfusunun en yaygın olduğu Hatay, Adana, Mersin, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Kilis şehirleri gezilerek icra edilmiştir. Saha çalışmasında hedef kitleye yöneltilen sorular dilin fonetik, morfolojik ve sentaktik özelliklerini tespit edecek düzeyde ortak örneklerden oluşmaktadır. Derleme çalışmasında ses kaydı dışında, video ve fotoğraflarla da desteklenen tüm veriler bilgisayara aktarılmış daha sonra da çözümlenerek yazılı hale getirilmiştir. Söz konusu saha araştırmasının raporu niteliğinde olan çalışmada, ilk olarak Arap diyalektolojisine ilişkin literatür kısaca değerlendirilmiş; Arapça derleme faaliyetlerinin seyri, yöntem sorunları, sahada karşılaşılan güçlükler, bulguların bilimsel yöntemlerle analizi gibi hususlar irdelenmiş ve lehçebilim alanının ilkeleri doğrultusunda derleme çalışmaları için genel geçer bir yöntemin imkânı üzerinde durulmuştur. (Tanıtım Bülteninden) ) |