Türkiye'de 1980 Sonrası Bürokratik Dönüşüm
ISBN 9786053771838
Yayınevi Beta Basım Yayın
Yazarlar Gökhan Kalağan (author)
Kitap Tanıtımı Uzun bir tarihi geçmişi olan "bürokrasi kavramı", geleneksel kamu yönetimi anlayışı ile birlikte etkinlik kazanmış, 1929 Ekonomik Krizi ve II. Dünya Savaşı sonucunda ortaya çıkan "refah devleti" uygulamaları ile altın çağını yaşamıştır. 20. yüzyılın son çeyreğinde Refah Devleti'ne olan inanç sarsılmış, bürokrasi verimsizliğin kırtasiyeciliğin, kaynak israfının ve kuralcılığın hâkim olduğu, yapılanmalar olarak görülmeye başlanmıştır. 1980'lerde özellikle Yeni Sağ söylemler, yönetsel ve siyasal yeniden yapılanma model arayışlarının temelini oluşturmuş, işletme veya piyasa tipi mekanizmaların hâkim olduğu yeni kamu yönetimi anlayışı ile geleneksel bürokratik yapılar tasfiye edilerek "alternatif bürokratik" kurumlar oluşturulmuştur. 1980'li yıllarda Türk kamu bürokrasisi de aşırı büyüyüp hantallaşarak, "bürokratizm" ya da hastalıklı bürokrasi görülmeye başlanmıştır. Bu dönemin hâkim paradigması olan yeni kamu yönetimi anlayışının ilkeleri Türk kamu bürokrasisine de yansımıştır. Özellikle dış devletler ve uluslararası kuruluşların destek ve yönlendirmeleri ile geleneksel bürokratik yapılanmaların, "fon sistemi uygulamaları, projeci kamu yönetimi anlayışı ve alternatif bürokratik kurumlar" ile yeniden yapılandırılması süreci başlamıştır. Kitapta, 1980 sonrası yaşanan bürokratik dönüşüm anlayışının Türk kamu bürokrasisine yansımaları incelenmiş, bu bağlamda geleneksel bürokratik mekanizmaların tamamen ortadan kaldırılarak tasfiye edilmesi yerine, aksayan, verimsizleşen, kaynak israfına sebep olan yönleri modern yönetim prensiplerine göre revize edilerek, amacı devlete ve bireye hizmet etmek olan etkili, verimli, düzgün işleyen mekanizmalar haline getirilebileceği ileri sürülmüştür. Yeni yönetim anlayışının "alternatif bürokrasisi" ile geleneksel yönetim anlayışının "Weberyan Bürokrasisi"nin birbirleriyle bağdaştırılabileceği belirtilmiştir.Uzun bir tarihi geçmişi olan "bürokrasi kavramı", geleneksel kamu yönetimi anlayışı ile birlikte etkinlik kazanmış, 1929 Ekonomik Krizi ve II. Dünya Savaşı sonucunda ortaya çıkan "refah devleti" uygulamaları ile altın çağını yaşamıştır.