Kitap Tanıtımı |
Türkçede, bir asra yaklaşan bir zamândır, yeni mefhûmlar için kelime türetmekten ziyâde, bir takım ideolojik sâiklerle, asırlardır Târîhî Türkçenin malı olmuş İslâm Medeniyeti kaynaklı kelimeleri dilden tasfiye gayreti içinde, mütemâdiyen ve planlı bir şekilde onların yerine yeni kelimeler ortaya atılmakta ve bunlar resmî dayatmalarla yaygınlaştırılmaktadır. Üstelik, bunların büyük bir kısmı Uydurma kelimelerdir (barbarismes; Barbarca). Çünkü türetme veyâ teşkîl kaidelerine aykırıdırlar. Hattâ -sAl, -mAn, -Ay, -v gibi Fransızcadan (Frenkçeden) devşirme eklerle ve Fransızcaya benzeterek uydurulmaktadırlar. Dahası, Fransızca, dış-, eş-, iç-, ön-, öz-, tek-, yad- gibi bir takım ön ekler ihdâsıyle dahi taklîd edilmektedir. Bu Uydurmalarla berâber, ayrıca, menşêi 19. asır ortalarına kadar çıkan Güneş-Dil Sahte-Teorisi (daha doğrusu stratejisi) ile, Türkçenin kapıları ardına kadar Fransızca kelimelere açıldığı, bunlar -Öztürkçe oldukları iddiâsıyle- okul ( |