Kitap Tanıtımı |
Olumsuzluk, dil bilgisinde bir durumun eksikliğini, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ya da zıtlığını anlatan cümlelerde belli morfemlerle işaretlenen bir kategori olarak değerlendirilir. Pratikte ise olumsuzluk sadece bir işin yapılıp yapılmama durumunu veya bir varlığın yokluğunu anlatan, belli morfemlerle işaretlenen sabit bir yapı değildir; olumsuzluğun herhangi bir biçimbirimle işaretlenmeksizin yansıtılması da mümkündür. İletinin geçekleştiği bağlam, alıcı ve vericinin durumu algılayış biçimi vb. unsurlar olumsuzluğu göreceli hâle getirmektedir. Dolayısıyla kişilerin deneyimleri doğrultusunda şekillenen algıları, durumların olumlu ya da olumsuz olarak nitelendirilmesini belirler. Çalışmada, öncelikle Türkiye Türkçesindeki olumsuzluk kategorisinin nasıl değerlendirildiği, dil bilimi ve felsefenin olumsuzluğa nasıl yaklaştığı, konuyla ilgili çalışmaların neler olduğu ve hangi bakış açısıyla oluşturulduklarını içeren temel bir çerçeve çizilmiştir. Standart olumsuzluk işaretleyicisi olarak kabul edilen -mA eki, yok ve değil kelimelerinin olumsuzluğu yansıtma durumları, olumsuzluğun biçim birimle işaretlenmediğinde nasıl sağlandığı, hangi yollarla alıcıda olumsuzluk duygusunun yaratıldığı seçilen metinlerden hareketle bağlam göz önünde tutularak ortaya konmuştur. Anlam temelli bir yaklaşımla değerlendirilen örneklerin dışında olumsuzluğun kullanımdaki varlığını tespit etmek amacıyla beş yüz seksen öğrenciye anket uygulanmış, veriler SPPS programıyla analiz edilmiştir. Olumsuzluğun ilişkili olduğu zıtlık, yokluk gibi kavramlarla nasıl desteklendiği değerlendirilerek Türkçede olumsuzluğun nasıl bir dilsel kategori olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. (Tanıtım Bülteninden) ) |