Kitap Tanıtımı |
1992 yılında Doğu Avrupa ve Batı Asya'nın iki önemli devleti olan Türkiye ve Rusya Federasyonu arasında, geçmişin sert ve katı politikalarının geride bırakıldığı bir başlangıcın temelleri atıldı. Aslında bu, birbirleriyle çok daha önceden iyi ilişkiler kurmaları gereken ve tarihin en eski sayfalarına bakıldığında, böyle bir oluşumun her iki ülkenin de yararına olacağı şüphesiz bir gerçekti. Bu gerçeğe ulaşım ancak Türk - Rus İlişkilerinde 500 yıl (1491 - 1992) adıyla bir sempozyum düzenlenmesi ile mümkün olabildi. Aslında tarihe bakıldığında, Türk - Rus ilişkilerinin 500 yıllık bir geçmişe sahip olmadığı, ilişkilerin çok daha eskilere dayandığı ortaya çıkmaktadır. Nitekim bu 500 yıllık süre sadece Osmanlı - Rus ilişkilerini ihtiva etmekte, bunun öncesinde, M. S. V. yüzyıldan itibaren Hazar Denizi'nin Kuzeyinden Kafkaslara, Karadeniz'e, Balkanlara ve Orta Avrupa'ya Türk kavimleriyle Rus Knezlikleri arasında yakın ilişkiler kurulduğu bilinmektedir. Bununla beraber sempozyum, Türk - Rus ilişkilerinin en yoğun ve süreli yaşandığı bir dönemi taraftarın bakışıyla ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. |