Kitap Tanıtımı |
XIX. yüzyıl, milletlerin hayatında her cephede büyük ve köklü değişimlerin derin sarsıntıların, arayış ve ümitlerin sahnesi olmuştur. Bilim ve teknikten kültür ve sanata kadar atılan her yeni adım beraberinde getirdiği olumlu ve olumsuz sonuçlarla problematik bir çehre arz eder. (...) Tanpınar'ın "değişme" parantezine aldığı varlık kategorileri "ruh"u, "ben"i kaybetmeden yenilenme yolunu arıyordu. Tabii ki bulunan yol ve gidiş tarzı her zaman tenkit edilmiştir ve edilecektir. Fakat şunu da unutmamalıdır ki, tenkit edebilmek için dahi var olmak, yaşıyor olmak gereklidir.
Bu değişim macerası ve meseleler, sanat ve edebiyatta ikinci bir yaşama sahası bulmuştur. Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar pek çok şair ve yazar Batılılaşma ile ilgili problemleri eserlerine konu edinmiştir. Türk romanı, ele aldığı konular ve tipler yoluyla yansıttığı sosyal ve toplumsal gerçekler çerçevesinde, devre devre hayat ve meseleler hakkında görüşler ortaya koymuştur. Kimi sadece tespit, kimi ise çözüm önerileri taşıyan bu görüşler ve onların yer aldığı romanlar, batılılaşma süreciyle paralellik gösterirler. Bu açıdan bakıldığında Türk romanı bir belge kesinliğinde olmasa da, değişimin panoramik bir günlüğü gibidir.
Şimdiye kadar monografilerde veya batılılaşma çerçevesi içinde incelenmiş olan romanımız ve ortaya koyduğu tipler, "reform" ve "reformist" kavramları açısından ele alınmamıştı. bu araştırmada türk romanında reformist "yeni aydın" tip ihtiva eden sekiz eser tespit edilerek incelenmiştir. |