Kitap Tanıtımı |
Türk muhafazakârları resmî tarih ile bir çatışma içine girmekten imtina etmişler ve gelişen devrimlerin hemen yanında kendilerini ifade imkânı bulmuşlardır. Bunda muhafazakârlığı gericilik olarak gören keskin bir Kemalist yorumun etkisinin olduğu söylenebilir. Bunun yanında Ziya Gökalp’in de ifade ettiği üzere Türk Devriminin kendine has bir muhafazakâr damarı bulunmaktadır. Böylece Türk muhafazakârları geçmiş ile hesaplaşmaya gitmeden, tutan ve tutmayan devrimlerin muhasebesini yapmış ve kültürün muhafazası konusunda hassasiyet göstermişlerdir. Türkiye’de 1980’lere kadar siyasilerin mesafeli olduğu bu kavram, 1983 yılından sonra Anavatan Partisi’nin iktidarında kendisine başvurulan bir referans noktası olmuştur. O tarihten sonra siyasi yelpazenin Sağında bulunan partilerce de sahiplenilmiştir. Bu çalışmada muhafazakârlık, Türk muhafazakârlığı ve akabinde Türkiye’nin 1970’li yılları ile Kubbealtı Akademi Mecmuası’nın bu yıllarda muhafazakâr siyasete ve kültüre etkisi üzerinde durulmuştur. Bu minvalde, öncelikle konunun Mecmua’nın etkisi ile sınırlandığını söyleyebiliriz. Türk siyasetinin bu en hareketli döneminde Mecmua’nın söylemleri ve etkisi önemli bir yer tutsa da günümüze kadar bu etki yeterince değerlendirilememiştir. Mecmua’da yayımlanan yazı ve şiirler konularına göre bir tasnife tabii tutularak dil ve edebiyat, tarih ve genel kültür, din-tasavvuf ve siyaset alanlarındaki söylemi ilk defa ortaya çıkarılmıştır. Böylece Mecmua’nın 1970’li yıllarda muhafazakâr kültür ve siyasete etkileri ortaya konulmuştur. (Tanıtım Bülteninden) ) |