Kitap Tanıtımı |
Değişimin ve gelişimin önünde durulamadığı aşikar bir gerçektir. Bu değişim ve gelişim sınır da tanımamaktadır.
Hukuk da bu alanlardan biridir. Her ne kadar genel, soyut ve süreklilik, hukuk kurallarının ortak özelliği olsa da özellikle süreklilik, teknolojinin etkisiyle bir nevi zaman dilimini kısaltmıştır.
Değişim ve gelişim, hukukumuzda hemkamu hukukunda hem de özel hukukta aynı esasların geçerli olabileceğini de ortaya koymuştur. Denetim sistemleri bunların başında gelmektedir. Artık dünyada denetim anlayışı da değişmiştir. Tarihte var olan sistemlerin başında dışardan denetim yer almış, sonra sistemin kendi içinden de denetime tabi tutulması yoluna gidilmiştir. Ancak sisteme olan güven, dışardan ve bağımsız denetimle daha iyi sağlanacağı anlaşıldığından bağımsız dış denetim sistemine geçilmiştir. Dünya uygulamalarında bağımsız dış denetimlerin de yetersiz kaldığı görülünce, tüm denetim çeşitleri içinde yönetimin bir parçası görülen iç denetim sistemleri ön plana çıkmıştır. Denetim sistemlerinin çoğunluğu deneme yanılma yöntemleriyle öncelikle özel hukuk alanında başlamış ve başarıya ulaşmıştır.
Bir şirketi yönetmek ile bir kamu idaresini yönetmekte amaç bakımından fark bulunsa da yöntem aynıdır. Gerek kar elde etmede, gerekse halka hizmet etmede yöntem, sonuçların kayıtlara geçirilerek ortaya konulması ve karşılaştırma yapılması ve yeni hedefler belirlenmesidir. Tabiri caizse, bindiğimiz otobüs aynı, gittiğimiz yer aynı fakat bir kısmımız, eğitim için gitmiş, bir kısmımız ticari yatırım yapmak için gitmiş, bir kısmımız kamu hizmetlerini görmek için gitmiştir. Önemli olan sağlam bir otobüs, iyi bir şoför ve yardımcıları, iyi bir yol ve kısa sürede varacağımız yere güvenle varmaktır. |