Kitap Tanıtımı |
Demokratik yaşamın temel kurumlarından biri olan STKların Türkiyede asıl işlevlerini yerine getirmeye başlamalarının tarihi çok eskiye gitmez. Osmanlının modernleşme serüveniyle birlikte tanıştığımız STKlar; neredeyse bir buçuk asır sonra, 21. yüzyıla girerken ancak gerçek kimliklerini bulmaya ve demokratik hayatın etkin aktörleri olmaya başlamışlar ve en önemli etkinlik alanı olarak devletin sürekli denetim ve gözetim altında tuttuğu eğitimi seçmişlerdir.
STKların eğitim sistemi içindeki rolleri, statüleri ve işlevleri nelerdir? Bu statüleri kendi kazanımları mıdır yoksa devletin lutfettiği bir paye midir? Bu statüleri toplum ve devlet nazarında kabul görmekte midir? Kendilerince belirledikleri işlevleri ne düzeyde yerine getirebilmektedirler? Ne tür zorluklarla karşılaşmakta ve bu zorlukları nasıl aşmaktadırlar? Devlet ve toplum STKların bu statülerini ve işlevlerini içselleştirebilmiş midir?
Bu kitap, STKların bugün eğitim sistemi içindeki statü ve işlevlerini sivil toplum kavramının tarihsel ve kuramsal gelişimi çerçevesinde, küresel ve ulusal boyutlarıyla ve kuram ve uygulamayı birlikte ele alarak incelemektedir. |