Kitap Tanıtımı |
Günümüzde hukuk, demokrasi ve insan hakları alanlarında gelinen nokta itibariyle, özel hayatın korunması hakkının da kapsamında bulunduğu temel kişi haklarının güvence altına alınması demokratik toplum ve hukuk devletinin ön koşulu olmuştur. Ancak özel hayatın korunması hakkının, teknolojinin ve bireyin taleplerinin ilerlemesiyle devamlı gelişme gösteren bir hak kategorisinde bulunması nedeniyle, kapsamının sürekli genişlemekte olduğu ve bu sebeple yer aldığı hukukî metinlerde karmaşık bir şekilde düzenleme altına alındığı görülür. Belirtilen durum, bu hakkın sınırlarının belirlenmesi ve çerçevesinin çizilmesini zor bir hale getirmiştir.
Diğer taraftan ise özel hayatın gizliliğinin etkin korunması hususu bu hakka gösterilecek saygının kapsamını belirlemeyi zorunlu kılmaktadır. Türk hukuk uygulaması açısından değinilen kapsamın belirlenmesinde, yargı yetkisini tanıdığımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının hem yol gösterici hem de bağlayıcı niteliği kuşkusuz çok önemli bir konum arz etmektedir.
Belirtilen nedenlerle, doktora tezi olarak hazırlanan bu çalışmada konunun teorik arkaplanının incelenmesinden sonra özel hayatın gizliliği hakkının özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına göre kapsamı geniş şekilde belirlenmeye çalışılmıştır. Bu esnada önemli bazı noktalarda mukayeseli hukuk uygulaması açısından Amerika Birleşik Devletleri Federal Yüksek Mahkemesinin bazı karar ve yaklaşımlarına da değinilmiştir. Bilahare ise değinilen hakkın yukarıda çizilen çerçevede Türk iç hukuku açısından başta Anayasa olmak üzere, özellikle de hak ve özgürlüklerin korunması bakımından son çare ve/veya en etkili araç olan Türk Ceza Kanununda korunmasının sınırları incelenmiştir.
Sonuç itibariyle tespit edilen ve çeşitli çözüm önerileri sunulan bazı eksikliklere karşın, Türk Ceza Hukuku Sistemi içinde özel hayatın gizliliğinin korunması hakkının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına büyük oranda uygun ve etkin bir şekilde korunma altına alındığı kanaatine ulaşılmıştır. Bu yönüyle ve özellikle de aksaklık ya da eksiklik bulunan hususlarla ilgili olarak da bu çalışmanın gerek mevzuat hazırlama süreçlerine gerekse uygulayıcılara katkı sağlamasını ümit etmekteyim. |