Kitap Tanıtımı |
Yıllardır olduğu gibi hala gündemde kalarak sıcaklığını koruyan basın özgürlüğü konusu Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru hakkının da tanınmasıyla birlikte daha da önemli hale gelmiştir. Bu nedenlerle Yüksek Lisans Tezi olarak hazırladığım bu çalışmanın kitaplaştırılması uygun görülmüştür.
Basın özgürlüğünün içeriğini önemli mahkemelerin içtihatlarını karşılaştırarak belirlemek, ülkemizdeki basın özgürlüğü tarihine Anayasal tarihimiz temel alınarak bakmak ve pozitif hukukumuzda basın özgürlüğüne ilişkin önemli gördüğümüz düzenlemelere değinmek çalışmanın sac ayaklarını oluşturmaktadır.
Belirtmek gerekir ki yazılı metinlerle özgürlükler lütfetmek, insanların temel hak ve özgürlüklerini güvence altına almak; özgürlükleri içine sindirmeyen bir toplum için bir şey ifade etmeyecektir. İnsan, -kendini ifade etmesini-, insan olmasından ve düşünebilmesinden dolayı kendisine sıkı sıkıya ait olan bir özgürlük olarak görmediği müddetçe, baskı altında kalmaya mahkumdur. Bu baskıyı en mükemmel ve özgürlükçü Anayasal metinler dahi önleyemeyecektir. Çalışmamız boyunca da belirttiğimiz gibi, özgürlükleri ve özgürlüklerin sınırlarını düzenleyen yazılı metinler özgürlükler lehine yorumlanmalıdır. İfade özgürlüğü ile iç içe geçmiş olan basın özgürlüğü açısından da, başta hakimlerimiz olmak üzere herkesin basın özgürlüğü lehine tavır alması, basın özgürlüğünün esas, sınırlanmasının ise istisna olduğunu içine sindirmesi zorunludur. |