Kitap Tanıtımı |
Yabo, ona, "Kainatın genişlediğini nerden biliyorsun?", diye sordu.
"E bu bilimsel olarak ispatlandı."
"Yo hayır. Kainatın genişlediği değil ispatlanan."
"O halde ne?"
"İspatlanan sadece galaksilerin birbirinden uzaklaştığı Şöyle düşün; bir futbol sahasında iki kişi birbirinden uzaklaşarak yürüsün. Bu, sahanın da büyüdüğü anlamına gelir mi? Şu an için, genişleme anlamında kainata dair yapılan tespit de aynen buna benziyor. Galaksilerin birbirinden uzaklaşması, içinde bulundukları boşluğun da genişlediği anlamına gelir mi, bunu düşünmüyorlar. Ayrıca kainata hem sonsuz deyip hem de genişlediğini iddia etmek mantıksızdır. Sonsuz ise eğer, genişlemeye ihtiyacı olmamalıdır ki doğru olan yorum bu. Genişliyorsa yani genişlemeye ihtiyaç duyuyorsa, sonsuz da olamaz. Buna karar versinler önce. Lafın doğrusu "genişleyen evren" değil "genişlemiş evren"dir. Yani şu an vuku bulan bir genişleme değil. Evvelce kainat yaratılırken örneğin birkaç gün ya da birkaç ay içinde oluşmuş bir genişleme."
Mesela o meşhur E = MC2 formülünü Einstein´dan önce bilen var mıydı? Evet, ilk bahseden oydu. Ama formülü bilen ilk Dünyalı o muydu? Ya da mesela Mozart´ın bestelerini ilk algılamış beyin, Mozart´ın kendisi miydi? Yoksa ondan önce bu nağmeleri sanki bir yerlerden duyup mırıldanmış bir dünyalı var mıydı? Böyle bir şey mümkün olabilir mi? |